Bütün bitkilerin anası olan Aphrodite'in Adonis adinda bir oglu daha vardı. Yunanlılar Aphrodite'in oğlunu bizi çarçabuk terk eden çiçekli ve neseli ilkbaharin sembolü olarak kabul ederlerdi. Adonis saklandığı ağacın kabuklarını yararak çıktığı zaman güzel günler başlıyor, çiçekler açıyor, ilbahar başlıyordu. Onun hayatı tıpkı çiçekler gibi sınırlıydı, bir kaç gün sürüyordu. Çünkü Adonis açılıp güldüğü, gençliğin en güzel ve parlak çağına ulastığı gün ölüyordu. Bu zaman yaz mevsiminin sonuna denk geliyordu. Yani sonbaharın çiçeklerin solduğu, yaprakların sarardığı dünyaya hüzünlü bir havanın hakim oldugu mevsim. iste bu mevsimde Adonis dünyamızı terk ediyor görünmez bir aleme giriyordu. Böyle bir mevsim de Adonis yaban domuzunu kovalarken hiç beklemediği bir anda yaban domuzu birden bire geri dönmüs ve ona saldırmıştı. Aphrodite oğlunun geçirdiği kazayı haber alır almaz Olympos'tan asağı inmişti, ancak yanına vardığında oğlu çoktan ölmüştü. Aphrodite ağlayarak oğluna sarıldı. Adonis'in ölümüyle Aphrodite'in yanı sıra periler ve birçok tanrıça gözyaşı döktüler, yas tuttular. O günden sonra Adonis'in öldüğü günün anısına Adonis'i sevenler yas tutmaya başladılar.. taki doğduğu güne kadar. Bu yüzden, neşeli ve rengarenk geçen ilkbahar ve yaz mevsiminden sonra kasvetli ve hüzünlü sonbahar ve kiş gelir. Bu mevsimler Aphrodite ve perilerin Adonis'in yasini tuttuklari dönemdir.