Sahil yolundan saparak yukarıya tırmandığınızda dev Servi ağaçlarının bulunduğu mezarlık yanından geçerek büyük bir meydana çıkıyorsunuz. Burada da dev çınar ağaçları, gölgesinde masalar ve sandalyeler yeme - içme yerleri mevcut.
Evler zamanın korsan tehlikesinden korunmak için toprakla aynı renk. Günümüzde tehlike kalmayınca turkuazlar, pembeler, maviler evlere sıcak renkler katmış.
Benim için karanlık bir köy ve Ağustos ayının 4'ünde fazla sessiz. Hayatım boyunca en güzel ve en büyük, en estetik Servi ağaçlarını bu köyde gördüm.
Bu köyde de ülkemizin her güzel yerinde olduğu gibi pek çok ev yabancılara satılmış.
Köyü gezmemiz bittikten sonra dinlenmek için dev çınarların altında yemek molası verdik. Bizimkilerle birlikte ben de çiğ börek siparişi verdim. Hayatımda yediğim en berbat çiğ börekti. Soğansız, susuz, karabibersiz. Kıymayı da beğenmedim, ne etinden çekilmişti sormadım.
Kimseye tavsiye etmiyorum.
Köyü gezin, gidin, yemeğinizi aşağıda yiyin. Çünkü burada da lezzetsiz eller insanı ahmak yerine koyuyorlar.
