yazarların hayret ettikleri en son şeyler

entry15 galeri
    2.
  1. dün bir topluluğa girdim. mikrofonda konuşan ateşli hatip, meydandaki kalabalığa tarihi bir vakıayı allandıra ballandıra anlatıp kitleyi coşturuyordu. öylesine çarpıcı/öylesine dehşet verici bir kurguyla anlatıyordu ki olayı, milletin göz yaşlarını tutması pek güçtü. açıkçası anlattığı vakıa hakkında hiçbir bilgim de yoktu. hayretler içerisinde dinledim; ki zaten mikrofondaki hatip de herkesin okumadığı, karanlıkta kalmış bir detayı gün ışığına çıkardığını iddia ediyordu. merak ettim hadiseyi. meydandan ayrıldıktan sonra konunun bir uzmanı ile görüştüm. şahit olduğum şeyleri dile getirmeden, söz konusu hadiseyi sordum. anlattı sağ olsun. ama hatibin anlattığı şekilde değil! hatibin dile getirmediği hususları da ekleyerek anlattı! ve açıkçası o hususlar senaryoyu bambaşka bir kapıya çıkardı. hatibin vardığı nokta ile uzmanın anlattığı nokta arasında uçurum vardı. onunla da yetinmedim. kaynaklara baktım. kaynaklar uzmanı teyit etti. meydandaki kalabalığa hitap eden kişi, çok can alıcı hususları gizlemişti kalabalıktan! meselenin aslı çok ama çok farklı bir noktaya çıkıyordu.

    o zaman anladım tekrar, kalabalıkların ne tür tehlikeler içerdiğini...
    insanların nasıl manipüle edildiğini...
    birkaç hususun gölgede bırakılmasıyla meselelerin nasıl da çarpıtılabildiğini tekrar anladım.

    John J. Mearsheimer in liderler neden yalan söyler isimli eserinde, bilgiyi saklamanın da bir yalan türü olduğu iddiasının ne denli doğru olduğunu tekrar anladım.
    düşünce özgürlüğünün ilk havarisi olan giordano bruno nun kalabalıklardan neden bu kadar nefret ettiğini bir kez daha anladım.
    ve taşkın kitlelerin cehaletinden cesaret alan hatibin aslında allah tan da kormadığını hayretler içerisinde anladım.

    not: kitleye hitap eden kişi, bütün ulusal kanallarda boy gösteren ve bütün muhafazakar kesimin teveccüh gösterdiği bir kimseydi.
    3 ...