ilkokul travmaları

entry51 galeri
    34.
  1. (bkz: sikin)

    o hocaları. analarını sikin hem de. insanı eğitimden soğutmak için her yolu denediler. bazıları başardı ve okudu, orası başka mesele.

    bir de cılız iki kafadar vardı. uyanık geçinen tipler işte bilirsiniz. aynı kutudan iki pipetle meyve suyu falan içerlerdi. bunlardan efendi görüneni bir keresinde benim sırama geçmemi engelleyecek bir yerde duruyordu. çekil yerime geçicem gibi bir şey söyledim. çekilmezsemli konuştuydu galiba. sonra itti kaktı bir şeyler yaptı. ben halen sakinim. sonra çüküme vurdu afedersiniz, halen sakinim. bakın halen. ayırmaya çalışan bizden iki yaş büyük ama aynı sınıfta olduğumuz iri yarı öğrenci. bu cılız bana yumruk falan sallamaya çalışıyor ama başaramıyor yanlış hatırlamıyorsam. sonra ben boştan bir salladım, gözü falan morarmıştı. annemi falan çağırdılar, annem orada durumu idare etti. olayı anlattığımda iyi yapmışsın, sana vurana sen de vur falan dedi. ama ben bir daha bana vuran herhangi birine kolay kolay vuramadım. çok zor durumda kaldığımda ancak. hep vurmak harici çözüm yolları aradım. birini zorunluluktan morarttığımda 'ooo ne dövmüş helal la' falan yorumları yapılıyordu, şişinemiyordum bile. aksine üzülüyordum. ben niye böyleyim la?

    bir de ilkokul 5'e kadar karşı cinse düşman gibiydim. sonra hafif ilgi duymaya başladım. orta okulda hoşlantıya benzer bir şeyler oldu ama gidip söyleme isteği uyandıran bir durum olmadı. lisede bir kız arkadaşım olduysa da ben kendimim, bundan taviz vermem düşüncesiyle ayrılma noktasına geldik, ayrıldık. üniversitenin başlarında başkası için değişmek adına çaba göstermeyi, bunu istemeyi acziyet olarak görüyordum. şuan ise başkası ile birlikte uyum içinde yaşamak için gerekirse değişme yoluna gidilebileceğini, tek başıma bu hayatın tadını bir şekilde çıkaramayacağımı düşünüyorum. ileride çocuk istemiyorum şuan, bakalım düşüncem gelecekte değişecek mi? veya belki de dışarı taşmış bir sperm tanesi, kim bilir?
    3 ...