kırk yılın başı uğradığı evde, çoraplarını aceleyle değiştirirken, 12 yaşındaki oğluna şöyle demesidir:
- bak oğlum! eğer bir kadının evine gideceksen, çorapların temiz olsun! anladın mı?!
- anladım baba.
- heh! donun kirli olabilir, o pek önemli değil; ama çorapların kokusuz olmalı!
- peki baba...
- hadi ben çıkıyorum! yemeğiniz var mı?!
- yok baba!
- ablana söyle yapsın! hadi hoşça kal yavrum.
- güle güle baba...