dini-felsefi yönüyle isyancı-politik yönünün ayrı tutulması gerektiğini düşündüğüm tarihi kişilik.
öncelikle gözden kaçırmamak gereken husus varidat ve diğerleri ayrımı. bedreddin sünni altyapısı olan biridir ve şehzade musa'nın bir dönem kazaskerliğini yapmıştır; yani kazaskerlik yönüyle devlet otoritesini kabul eden hatta bir parçası olan biridir. bunun yanında yazdığı diğer eserler ve söylevleri herhangi bir spekülasyona yol açmamışken varidat'ın ayrı bir konumda olması asıl mesele. kısaca varidat'ta tasavvufta sıkça yer bulan her varlık tanrının yansımasıdır görüşünün daha çarpıcı ifadeyle dile getirdiği ve tepki çektiği söylenebilir. eserle ilgili, dolayısıyla bedreddin ile ilgili, en büyük belirsizlik varidat'ın kendi tarafından mı yoksa bir öğrencisi tarafından mı yazıldığının bilinmiyor oluşudur. zira varidat sözcüğü türkçeye gelirler, kazanımlar ve ikinci anlam olarak da içe doğan şeyler olarak çevrilmektedir yani bir müridini hocasının anlattıklarını "yanlış" anlayarak kaleme aldığı notlar mı yoksa bunlar benden kazanmanız gerekenler yahut bunlar içime doğan/içimden gelenler mantığıyla bedreddin tarafından yazılan öğretiler mi bilinmemektedir. bedreddin hakkında bir diğer nokta da varidat'taki görüşlerinin sanıldığı gibi kesin bir şekilde reddedilmeyişidir. varidat'ı yorumlayan bilinen ilk din alimi olan ve devrin önde gelen alimlerinden olan abdullah-ı ilahi varidat'ı aykırı bulmamış, itikada uygun olarak nitelemiştir; ancak abdullah-ı ilahi'den daha sonra yorumlayan birçok alim varidat'ın din dışı olduğunu söylemiştir, bunlardan en bilineni aziz mahmud hüdayi'dir. işte bu yorum konusundaki can alıcı ve değerlendirilirken kaçırılan nokta ise osmanlı devleti'nin yönetim ve din anlayışındaki değişimdir. halil inalcıkhocanın dediği gibi osmanlı, kuruluş döneminde bektaşi gelenekleri doğrultusunda bir devletken git gide sünni şeriat devlet yönetiminde baskınlaşmış ve kanuni sonrası ise sistematik bir şekilde şerri yönetim uygulanmıştır. anadolu tasavvuf geleneğinin bektaşi kültüründen beslendiği de dikkate alındığında zamanla değişen yorumlama farklılıkları daha açık anaşılabilir. tüm bunlara bakarak bedreddin meselesinin dini boyutunun yeterince aydınlık olmadığı ve sonunu getiren asıl meselenin siyasi tutumu olduğu söylenebilir.
bunun yanı sıra bir de politik boyut vardır ki burada börklüce mustafa'da işin içine girmektedir. bedreddin'in sağ kolu ve öğrencisi olan, hatta kendi çocuğunu bile emanet ettiği bu adam, bedreddin'in ölümünden sonra isyanın asıl politik olarak nitelenen ayağını yürütmüş ve savaşmıştır. bedreddin'e bu kadar yakın olan birinin bedreddin'in felsefesini oluşturan temel taşlardan biri de dinleri sistem itibariyle ayrıntı olarak görmesi ve özünde hepsinin aynı olduğunu düşünmesidir. bu neden önemli? çünkü bazı kişiler menderes ovasında yaşayan bedreddin'in çevredeki rum reayadan aldığı desteği dış güçlerin oyunu diye yorumlamaktadır. bir dönem eflak-boğdan'a sığınması ise bedreddin'i çok net ve sığ şekilde hain ve kafir olarak tanımlayan bu zümrenin tutunduğu en büyük daldır. lakin bu noktada unutulan şey ise söz konusu dönemden hemen önce gerçekleşen ankara savaşı ve anadolu'daki beylikler arası siyasi çekişme gerçeğidir. ankara savaşı'nda bayezid'in tarafında savaşa giren türk beylikleri ve ordudaki çoğu kuvvet saf değiştirip ihanet ederken bayezid ile sonuda dek savaşan yalnızca bektaşi gelenekten gelen yeniçeriler ve sırp kuvvetleri** olmuştur. bu olay, sonrasındaki siyasi iktidarsızlık dönemi yorumlanırken göz ardı edilmemeli, kimin "yerli ve milli" olduğu konusu tekrar düşünülmelidir. ege denizi'ne açılan ve o dönemde anadolu'nun en önemli limanı denebilecek izmir'i içinde barındıran, ayrıca menderes ovası gibi verimli topraklarda konumlanan aydınoğulları beyliği söz konusu dönemde bu özellikleriyle, anadolu egemenliği mücadelesinde osmanlı'ya ciddi bir rakip olmuş ve çeşitli yöntemlerle osmanlı'yı yıkmaya çalışmıştır. hatta ve hatta istanbulu'u bile kuşatan bu güçlü türk beyliği ile şeyh bedreddin arasındaki ilişki, bedreddin-osmanlı ilişkileri incelenirken gözden kaçırılmamalı, anadolu'nun tek ve mutlak hakimi olan osmanlı ve bu mutlak güce isyan eden dış destekli kafirler tezi tekrar incelenmelidir. son olarak ilkokul tarih kitabında okudukları bir paragraf bilgiyle bedreddin'e hakaretler yağdıranlar günümüzde ege bölgesinde bedreddini meshebine mensup vatandaşlarımızın halen varlıklarını sürdürdüklerini unutmasınlar.