bize anlatılmak istenen değil bizim yaşamak istediğimiz aşklardı. evet öyle. hatta bu başlık bile başlı başına altına yüzlerce aforizma yazılacak bir durum ihtiva eder.
elimizde eski türk filmlerindeki karakterler var. şunu söylüyorum bu yazıyı okuyacak arkadaşlara. yazıyı okurken hayal edin flashbacklerle o filmlere gidip gelirseniz memnun olurum.
elimizde ferdi tayfur, orhan gencabay, tarık akan yani eski dönemin oyuncuları ve doksanlı yılların ibrahim erkal, hakan taşıyan, mahsun kırmızıgül gibi erkek oyuncuları var.
elimizde perihan savaş, banu alkan, necla nazır, fatma girik, türkan şoray gibi o dönem oyuncuları ve ,son dönemdeki yerli kadın oyuncular var.
gelelim konuya, ferdi tayfur tamirhanede çalışıyor (son dönemde mahsun, yani bu erkek oyunculardan bir tanesi). evet tamirhanede kir pas içinde çalışıyor.
az sonra son model arabasıyla necla ya da fatma girik geliyor.(ya da başka kadın oyuncu)
ve aşk başlıyor. fatma girik , o ferdi tayfur a aşık oluyor. evet buraya kadar sorun yok. olabilir belkide. aşk bu.
ferdi de fatma girik e aşık oluyor.
ve ne tuhaftır ki ferdi nin de mahallede bir aşığı var. helal süt emmiş, mahallenin güzel kızı. namuslu, iyi bir insan. ama ferdi onu kardeşi gibi görüyor. görebilirde.(mi)
ama o namuslu kızın, elleri ojeli değil, hergün bir elbise giyemiyor, ayyaş bir babası var. oturup kalkmasını bilmiyor. arabası bile yok. tek suçu ferdiyi sevmek. ama ferdi onu sevmiyor.
ferdi kötü bir insan değil. ama gururlu bir genç. ve zengin o kızla gezerken gururuda hiç elden bırakmıyor. evet bırakmıyor. hatta evlenmek istiyor onla. her şeyi göze alarak.
ve zaten o zengin kızın tek derdi de ferdi. onu seviyor. ne olacak tamirciyse tamirci. her şeyi onda buldu.
bu işte dostlarım buydu bize anlatılmak istenen. lan böyle bir aşk yaşayayım diye bekleyen insanlar bize bunları anlattılar.
doksanlarda bunun iyice boku çıktı. o hakan taşıyan a , mahsuna, ibrahim erkal a mahallenin bütün kızları aşıktı, birde sosyetenin bütün kızları aşıktı. eskiden kız sayısı birdi. sonra üçe dörde çıktı.ç
ama değişmeyen tek şey. ne mahsun, ne ibrahim erkal, mahallenin kızını asla sevmedi. sosyete kızını sevdi. ama gururluydu.(mu acaba)
gelelim perihan savaş, meral zeren, naclaz nazır, banu alkan meselesine.bu kadınlarda başka filmlerde ferdiyi sevdiler. ferdi tamirciydi, balıkçıydı.
ama alço ve coşkun zengindi.
ve aldanmadılar bu kadınlar o zenginliğe. sadece alço ve coşkun tecvüz ettiler onlara.(mı acaba)
ne hikmettir alço ve coşkun evine bırakırken o kadınları o kadınlar fakir mahallede insanlara hava atarken mutluydular. sonra o şahşahalı yemekler. hediyeler.
ama sonra yatakta bulunca kendilerini hep coşkun ve alço kötü oldu. o kadınlar asla istemedi o hayatı. istedi lan bence. o kadınlar ferdiyi ne kadar severse sevsinler, o hediyeleri, o şahşahalı hayatu istediler. ama bunu masum anlatmak gerekti.
bakın sadakatsiz diyelim. o zaman türkiye de çekilseydi. hatta şimdi bile. ordaki kadın orospu olurdu evet. düşünün bir kere. kadının yakışıklı kocası var. güzel evi var.iki çocuğu var. neden kocasını aldatıyor. oliver martinez yakışıklı bir genç ama hiçbir nedeni yok görünüşte. bunu izlemezdik biz. ve ordaki kadın orospu olurdu evet.
ama ne banu alkan, ne perihan savaş, nede o kandırılan güye kadınlar orospu olmadı. suçlu hep alço ve coşkundu.
ne mahsun ne ferdi asla mahalledeki namuslu kızı sevmedi . sosyete kızını sevdi ama hep delikanlıydı gururluydu.