osmanlı'nın gerileme dönemi padişahlarından olan 1. abdülhamid adlı islam halifesidir.
evet, 1. abdülhamid'in hareminde, en çok sevdiklerinin başında rühşah adlı bir cariyesi vardı.
sultan bu rühşah kadına o kadar düşkündü, onu o kadar arzuluyordu ki, bunu ona yazdığı mektuplarda ortaya sermişti.
bu mektuplardan birinde, padişah rühşah kadın'ı şu şekilde davet etmektedir;
"abdülhamid'in canı rühşah...
kuşca canım, efendim...bu naciz kulun yoluna feda olsun.
hak teala'nın birliği hakkı için bilesiz, kademin türabına yüzüm süreyim..."
bir başka mektup da şu şekilde kaleme alınmıştır;
"efendim...
hamit sana kurban olsun.
bu gece teşrifinle kulunu ihya eyle.
billahi sabra mecalim kalmadı.
hem ayın iptida gecesidir. kerem senindir.
bu gece kendimi güçle zaptettim.
ayağını öpeyim.
allahın aşkına beni bu gece mahsun eyleme efendim.
sana kul ve kurban olayım efendim..."
bir padişah ve islam halifesi bir kadına "ayağını öpeyim, sana kul olayım, kurban olayım" diyor ve "efendim" diye hitap ediyor.
diğer mektubunda da şu şekilde yalvarmaktadır;
"cenabı hallakı alem cemi mahlukatın halıkıdır.
bir kusur ile azab eylemez.
efendim,
sana bend olmuş bir kulunum, ister darbeyle öldür, sana teslimim.
bu gece gel, niyazımdır.
billahi sebebi illetim ve belki mevtim olursun.
ayağın altına yüzüm sürerek rica ederim. kendimi zaptedemiyorum.
billahilazim..."
burada da cihan hükümdarı cariyesine "tabi olduğunu", ona duyduğu hasretin "ölüm sebebi" olacağını yazıyor ve "ayağının altına yüzümü süreyim" diyerek bulunduğu makamı resmen ayaklar altına alıyor.
evet, bu satırların sahibi olan 1. abdülhamid, aslında zevke, eğlenceye düşkün bir padişah değildi.
şehzadeliğini sarayda kapalı geçirmiş, 49 yaşında iken tahta geçmiş, devrin güçlüklerini yenmek için iyiniyet göstermiş,
memleket meseleleri ile yakinen ilgilenmiştir.
buna rağmen tahtta kaldığı 15 yıl felaketler içinde geçmiş, ruslarla yapılan savaşta özi kalesi'nin kaybedildiği haberi geldiğinde ise kederinden şiddetli bir inme geçirmiş ve akabinde vefat etmiştir.
1. abdülhamid'i adeta kendine bir köle gibi bağlayan, ram eden rühşah hatun ise asıl adı "aimee dubucq de rivery" olan bir fransız soylusu melez idi.
bir deniz yolculuğu esnasında cezayirli korsanlar tarafından esir edilmiş, istanbul'a getirilerek sultan 1. abdülhamid'e takdim ve hediye edilmiştir.
yukarıda bir padişahın bir kadına olan zaafiyetini gözler önüne seren mektupların toplam 5 tanesi halihazırda mevcut olup, topkapı sarayı evrak hazinesinde bulunmaktadır.
yani şimdi bu mektuplara itiraz edecek olan osmanlı ile alakası olmayan neo osmanlıcılar var ise bu mektupların kaynağını da belirtmiş oldum...
yazının ana fikri: dünya kadar malın olacağına, fındık kadar...