Jeo-kültürle (Kültürel coğrafya) ile alakalı bir durum. Zira Ortadoğu coğrafyası, sadece islamiyetle birlikte değil, islamiyet öncesinde de cinlerle haşırneşir olan bir sahadır.
Haliyle toplumun, toplumun temel inançlarının ve mitlerinin de en önemli unsurlarından biridir ciniler. Hemen pek çok mistik öge ve anlatı cinniler üzerine inşa edilmiştir. Hiç olmazsa birkaç noktada olsun kesişme vardır.
Diğer yandan islamiyet ile birlikte Kuran'daki cin betimlemeleriyle beraber cinler biraz daha "gerçekleşmiştir" bu gerçekleşme toplumdaki mistik cin algısını da değiştirmiş onu bazı özellikleri gereği tehlikeli, gizemli ve korkunç bir varlık haline getirmiştir.
Bu temayı hıristiyan dünyası hollywood ile "şeytan üzerinden" işlemeye çalışmıştır. Esasında hollywood'un içinde şeytan geçen bütün filmleri Ortadoğu'nun cin anlatılarının muadilidir. Buradaki fark hıristiyan literatürünün cin özelliklerini şeytanda toplaması ve şeytan üzerinden yansıtmasıdır. Ancak hollywood bu malzemeyi yeterince iyi kullanamamıştır zira hiçbir inançta şeytanın böyle bir misyonu yoktur olmamıştır. Bu yüzden şeytanda cin ögeleri iğreti Durmuş ve filmler sası, yavan bir hale gelmiştir.
Ülkemizde ise bu işi, ilk kez Adam gibi kurcalayarak ele alan kişi (bkz: Hasan Karacadağ) olmuştur. Karacadağ sadece Anadolu coğrafyasının değil bütün Ortadoğu coğrafyasının cin-kültür mirasını toplamış ve Ortadoğu korku ögeleriyle Uzakdoğu korku tekniklerini iç içe geçirip olağanüstü filmler çıkarmıştır ortaya.
Bir talihsizlik sonucu magiyi izleyemedim ama geri kalan tüm filmlerini ilk vizyona girdiği gün ilk seansta izledim.
Onun ardından cin temalı filmlerde ciddi bir artış oldu bir kısmını izleme şansım da oldu. Harika filmler değiller ama Türk korku sinemasının geleceği bakımından umut vadeden çalışmalar hep bunlar. Tüm emeği geçenleri kutluyorum buradan. Büyük katkı sağlıyorlar, onlarca yıldır mışıl mışıl uyuyan Türk korku sinemasını frenkeştayn gibi diriltiyorlar..