bu güne kadar oynadığım en eğlenceli oyunlardan biridir.
birçok alternatif çözüm yolu sunması, grafikleri (ki 640 x 480 de bile gayet iyi gözükmekteler), karakter geliştirme sistemi olsun hepsi inanılmaz güzel. ayrıca oyunda ibne olma şansınız da var, kafasının üzerinde kalp çıkan herhangi bir hemcinsinizi tavlayabilmektesiniz. (bkz: bana yakın allaha uzak)
oyunda başıma gelen birkaç olayı anlatmak istiyorum, spoiler içerebilir, aman diyeyim...
...................bölüm 1... double cross ve evlilik macerası....................
oyunda iyi işler başardıkça ve tanındıkça insanlar sizden hoşlanmaya başlıyorlar efendim... bunu da kafalarının üzerinde beliren kalp simgesinden anlıyoruz. eğer yeterince iltifat eder, hediye verirsek, bu kişi bizim sevgilimiz oluyor, ve evlilikten bahsetmeye başlıyor. e tabi sürekli evlilik yüzüğü isteyen bir hatun kısa süre sonra bayıyor, sikerim böyle aşkın ızdırabını dedirtiyor size. ben de bir kasabaya gidip, "acaba şu flört olayı nasılmış bakem" nidaları ile bir hatuna kur yapmaya başladım, bir kaç kompliman ve hediye edilen kırmızı güller ile hatunun kafasındaki kalp büyüdü, büyüdü ve en sonunda sevgilim oldu.. ben de "aaa ne güzel lan, manita yaptım oyunda ehehe" diye sevindim, ama gel gör ki hatunun niyeti başkaymış..
-selam sevgi kelebeğim *
+selam kahramanım, bir evlilik yüzüğü almaya ne dersin?
-hmm... questler beni bekler, kaçayım ben..
2 saat ve 3 quest sonra aynı kasabaya düşer yolumuz, hatun kasaba girişinde durmaktadır..
-selam herosunun bitanesi *
+hoşgeldin sevgilim, aldın mı evlilik yüzüğümüzü?
-*hatunun yanına gidip diyalog tuşuna basan double cross*
+hani yüzük? yine mi almadın?
-eeeeeeeeeeh yeter lan yüzük yüzük, alsana nikah, al sana nişan! *baaaam*(dayanamayıp hatuna savaş baltası ile vuran double kişisi)
+ciyaaaaak! vurdun bana! hayvan! boyun posun devrilsin inşallah herif! nöbetçiler! nöbetçiler! bu adam bana vurdu! (hatun koşarak binadan dışarı çıkar, 15 saniye sonra ekranın altında yaptığım kanun ihlali (kasaba sınırları içinde silah ile şiddet uygulamak) nedeni ile arandığıma dair bir uyarı çıkar.. "ulan saklanayım, nöbetçiler beni yakalamasın" demeye kalmadan odaya 4 tane kılıçlı guard dalar, ceza olarak 750 altın isterler, vermeyince tekme tokat dalıp kasabanın dışına atarlar...)
double cross, kasabanın kuytu köşelerini gezmekte, "aaa elma burdum" "vaay bira fıçısı" şeklinde etrafı keşfedip eğlenmektedir. neden sonra kasabanın ücra bir köşesinde bir hareketlilik olduğunu farkeder, bahsedilen yere gider, bir de ne görsün, yaklaşık 10 tane adam bir dairenin etrafına dizilmiş, içeride yumruk dövüşü yapan 2 kişiyi alkışlamakta, tezahurat yapmaktadırlar. tabi double cross kişisi "aaa fight club, bende oynayacağım" nidası ile en yakındaki adamı yumruklayınca işler değişir, adamların 10u birden double cross'a dalarlar, hepsi pataklanır, üzerlerindeki altınlar alınır, kavga, dövüşün serbest olduğu ring çevresinde gerçekleştiği için kasaba nöbetçileri siklerine takmamakta, kılıçlarını tangırdatarak yürüyüp gitmektedirler.
yalnız bir sorun vardır, bu adamların lideri konumundaki adam (büyük ihtimalle oyunun programlama hatasından dolayı*) ölmemektedir. adamı 20 dakika boyunca pataklarım, kalkar kalkar tekrar dalar. en sonunda jeton düşer, "eeeh sittir git senle mi uğraşacağım" diyerek olay mahallinden uzaklaşmayı denerim, arkamdan kovalar. kaçıp izimi kaybettiririm, 30 saniye sonra gittiğim yerde aralardan bir yerlerden uçan tekme atarak tekrar çıkar, kasabayı dar eder bana.
en sonunda "abi bu bana vuruyor" nidaları ile nöbetçinin yanına koşarım, nöbetçi silah çekilmediği için tepki vermez, bir posta dayak da orada yerim (adam sadece sille-tokat kullanmaktadır, silahı yoktur), eeh yeter lan diyerek silahımı çektiğimde ise nöbetçiler "vaaaay efendim şehirde niye silah çekiyorsun" diyerek üzerime saldırırlar. peşimde deli bir adam ve bir ton nöbetçi ile şehirden ormana kaçarım, geri döndüğümde unuttuklarını görüp derin bir "ohh" çekerim, bir daha da tanımadığım adama bulaşmamaya karar veririm.