daha önce de yazmıştım ama öyle incelikler gizli ki bu dizi de yeniden yazmadan geçemeyeceğim. dün yayınlanan bölümünde ben apayrı bir şey gördüm. hep düşünürüm gerçek aşk denen şey nasıl bir şeydir diye. kendi çapımda bir sonuca vardım dünki bölümle birlikte. sedef'ten bahsediyorum. gerçek aşk kendinden ve herkesten çok sevebilmek, onun için her kötü söze, her hakarete katlanmak ve belki için kan ağlasa bile onun başkasıyla mutlu olmasını istemekmiş.
yarım kalan entry tamamlama editi: peki nasıl sever bir insan kendinden daha çok başka birini. yaradılış olarak bencil değil miyiz, verdiğimiz her sevgi ilgi kırıntısının karşılığını görmek istemiyor muyuz? bilemiyorum. nasıl olurdu böyle bir aşk, dokunamadan, öpemeden, sarılamadan... en kötüsü de ne kadar çok sevdiğini söyleyemeden. insan olma durumuyla bağdaştıramıyorum, insanüstü olmak gerekiyor gibi geliyor bana. ben bu kadar çok severken, sevdiğimin gözlerimin önünde başkasının ellerini tutmasına dayanabilir miydim diyorum? dayansam bile peki ya sevmeye devam edebilir miydim? hiç ümit olmadan sürebilir mi bir aşk? bilmiyorum, ama sürebileceğine de inanmıyorum. her şeyin bir sonu var benim için. her aşk her sevgi bitebilir her acı ise mutlaka geçer iz bırakarak da olsa.
ne de olsa şu hayatta başımıza gelen çoğu şeyin müsebbibi aşk değil mi?