Kimsenin yaşamaması gereken bir şey. Bu acının tarifi yoktur, yaşadığım ölüme en yakın an bu. Gençliğin verdiği heyecanla, biraz melankoliye meyilli bünyemle yıllar önce yaptığımız hatalar oldu ve bazı maddeleri kullandım. Neyse bir keresinde tam bilgisayar başında alırken bir anda her şey durdu ve bir sistem hatası gibi kilitlendiğimi beynimin bütün sinirlerime titreşim göndererek düz bir ses çıkartıp alarm verdiğini düşündüm. Kafayı toparlamak için şöyle bir doğrulayım dedim, tam doğrulmak üzereyken kalbimin atışlarının yavaşladığını ve giderek daha yavaş atmaya başladığını hissettim. Kalbim en sonunda durdu ve Demek ölüm böyle bir şeymiş diyerek gözümü kapadım, kapamayı saçma buldum son kez bakmalıyım hayata diyerek kaldırdım. Bilgisayara bakarak öylece kaldım ve buraya kadarmış diyerek kapadım. Mezarımı, genç yaşta öldüğümü ve annemin çok üzüleceğini düşündüm. Sonra en ızdıraplı sahneye geçtim. En acısı her şeyin bu andan sonra yavaşlaması oldu. Bu sırada beynim direk şu mantığı kurdu; sen günahkarsın ve artık sonu belirsiz bir şekilde bunu çekeceksin, her şeyi böyle yavaşlatılmış çekimde yaşamak beni çok korkuttu. Bu acı ne kadar sürer diye düşündüm. Sonra kalbimin atıp atmadığını kontrol ettim, acaba bir tür hastalık veya delilik mi bu yoksa ölmedim mi diye tarifsiz 1-2 dakika yaşadım. Sonra biraz kafa toparlanıyor ve hızlanma yolları aramakla gidip yüzünüzü yıkıyor, bir şeyler yiyip içerek veya birisiyle konuşarak bu durumdan sıyrılıp sıyrılamayacığınızı test ediyorsunuz. Bu sırada mutlaka allahım bu durumdan kurtulayım diyorsunuz elbette. Düşündükçe hala acı çekerim. Sonra o beynin verdiği uyarı sesi kesiliyor ve yavaş yavaş toparlıyorsunuz.
Allahım sen konuyu biliyorsun nolur bize merhametini esirgeme.