belçika üçüncü kralı albert ı

entry1 galeri
    1.
  1. Kral 1. Albert;

    8 Nisan 1875 tarihinde doğdu.
    17 Şubat 1934 tarihinde hayata gözlerini yumdu.

    Saksonya Dükü, Saxe-Cobourg-Gotha Prensi. Flandre Kontu Prens Philip ve Prenses Marie de Hohenzollern-Sigmaringen'in oğluydu.

    1. Albert , Amcası kral ıı. leopard’ tan sonra 1909 tarihinde tahta çıktı.

    gösterişten uzak, basit bir yaşam süren I. Albert halk tarafından çok sevildi.

    1900’lü yıllarda Prens 1. Albert senatörlük bile yaptı.
    ülkesi adına birçok yararlı işlere imza attı.
    ülkenin kara, deniz ve demiryolu ulaştırma altyapısının geliştirmeye katkı sağladı.
    1906'da fakir balıkçı gençler için deniz kıyısında Ibis Kraliyet Okulu'nu açtı.
    pek çok sanatçı, yazar ve bilim insanının yetişmesi için olanak yarattı.

    Albert'in hükümranlığının ilk yıllarından itibaren Avrupa'da gerilim tırmanmaya başlamıştı. bu yüzden ülkeler ordularını güçlendirme yoluna gidiyordu.

    Kral Albert 1, 1913'te Almanya ve Fransa'ya gitmiş. ziyaretinin sebebi, ülkesinin tarafsızlığı konusundaki ısrarcı tutumuydu.
    topraklarının işgalci devletler tarafından ele geçmemesi için kararlı bir şekilde mücadelesini veriyordu.
    patlak verecek bir savaşta ülkesi tarafsız bir tutum sergileyecekti. Kararı bu yöndeydi.

    yine de her ihtimale karşı ülkesini bir savaşın içerisinde bulması halini de hesaba katmış olmalıydı ki, Zorunlu askerlik kanununu onaylamıştı. Bu gelişmeler sayesinde zamanla belçika’nın askeri ordusu neredeyse iki katına çıktı. (180.000 kişiden; 340.000 kişiye)

    Savaş yıllarında (ı. dünya savaşı) Belçika, itilaf ve ittifak devletleri arasındaki tek bir açık koridordu. Nitekim nötr bir güç olarak duruşu, savaş öncesi avrupa’ da güç dengesi için anahtar olacaktı.

    Belçika tarafsız kalmasına rağmen. Almanya 2 ağustos 1914’te bir ültimatom yayınladı.
    Almanya; Belçika’ya Fransız hudutlarına geçmek için askeri kuvvetlerinin bölgelerinden geçmesini talep etti.

    Kral 1. Albert, Almanya’nın bu isteğini geri çevirdi ama bu davranışıyla büyük bir sorumluluk almış oldu. Bu tutum pahalıya patlayacaktı. Nitekim öyle de oldu.

    almanya, 4 agustos’ 1914 tarihinde belçika’yı işgal etti.
    Almanya Belçika’yı çantada keklik görüp, burayı 1 günde ele geçireceğini düşünüyordu.
    Ama evdeki hesap çarşıya uymadı işte.

    Batı cephesinde Belçika müthiş bir direniş gösterdi. Fakat Almanya'ya direnişleri sadece 13 gün sürebildi.

    Savaş sonrası, Kral I. Albert, Versailles'daki barış görüşmelerinde ülkesini iyi bir şekilde temsil etti.
    Bu görüşmelerde ülkesinin çıkarlarını savundu, Almanya'nın ağır koşullar altında aşırı derecede ezilmesini de önledi. Sonrasında ise kendini savaşta harabeye dönen ülkesinin yeniden inşa edilmesine adadı.

    Kısacası, Kişiliği, savaş yıllarındaki faydaları, fedakârlığı ve maceralı ölümü, I. Albert'in kamuoyu nezdinde efsaneleşmesine neden oldu.

    Macerali ölümü demişken; buraya bir parantez açmakta yarar var. Aslında yapılan güncel bir araştırma da bu gizemli ölümü araştırmaya yönelik bir çalışmadır.

    üçüncü Belçika kralı 1. Albert’ın, resmi kayıtlarda bir tırmanma kazası sonucu yaşamını yitirdiği belirtilir.

    Hobi olarak kaya tırmanışı yapmaya başladığı yıllarda; bir tırmanış esnasında, 17 Şubat 1934'te Meuse vadisinde, Namur yakınlarındaki ardenness ‘in Marche-les-Dames kayalıklarından düşerek öldü.

    Hala kralın ölümünün farklı şekilde olduğuna yönelik birtakım spekülasyonlar da ortalıkta dolanmıyor değildi.

    Kendisinin bir siyasi yönlü işlenen cinayetten tutun da; bir aşk cinayetine kurban gitmesine kadar birçok komplo teorileri ortalıkta dolaşırdı.
    Kralın Başka bir yerde de öldürülmüş olduğu bile söyleniyordu.

    Kralın cesedi bir iddiaya göre asla marche-less dames’te görülmemişti. Bu bölgede kayalıklardan düştüğüne sadece inandırılmaktaydı.

    her ne hikmekse Ortaya çıkan bu komplo teorileri için kanıtlar bir türlü bulunamıyordu.

    Ölümüne tanıklık edecek kimse olmasa da bazı bulgulardan (kanlı ağaç yaprakları) hareketle kralın gerçek ölüm nedenine ulaşılabilirdi.

    krala ait olduğu ileri sürülen eşyalar, nesnelere bulaşmış kan izler vs. tüm bunlar 17 şubat gecesi o bölgede yaşayan insanlar tarafından toplanıldığı söylenmişti.

    Hatta zamanında Flaman televizyon programı royalty’de çalışan gazeteci reinout gooddyn, bu kalıntılardan bir tane satın bile almış. Satın Aldığı kalıntı; kanlı ağaç yapraklarıydı.

    Gazeteci reinout, eğer elimdeki kanlı ağaç yaprağı gerçekten de kral 1. Albert'e ait ise, bu bulgu bile kralın ölümüne yönelik üretilen komplo teorilerini çürütebilir düşüncesiyle, bu işin peşine düştü.
    Çok merak ediyordu. Bilim insanlarıyla bağlantıya geçti konunun açıklığa kavuşması için.

    Adli genetikçi maarten larmuseau ile belçika’nın leuven üniversitesi’nden bir iş arkadaşı bu bulguda araştırma yapmadan önce ölen kral 1. Albert’ın hala yaşamakta olan uzaktan 2 akrabasına nihayet ulaşabildi.

    araştırıcılar Akrabalardan Konunun aydınlatılması için yardım istedi.
    (Bu iki akraba, Kralın baba tarafıyla akrabalığı bulunan son çar ve Bulgaristan eski başbakanı king simeon ıı ve 1. Albert!ın ana tarafıyla akrabalığı bulunan alman baronlarından olan anna maria v. H.’dir)
    Akrabalar da Konunun aydınlatılmasına yeşil ışık yaktılar.

    Adli genetikçiler krala ait olduğu öne sürülen yapraktaki kan örnekleriyle, kendisiyle uzaktan akraba olan 2 kişinin kan yoluyla dna’larını kıyasladılar.

    Araştırma Sonucu yapraktaki kanın, kral Albert ı ‘a ait olduğunu gösterdi.

    Bu onay tarihi bir öneme sahiptir.

    Bu olayın yaşandığı andan itibaren günümüze gelinceye kadar 80 yıl kadar bir süre geçti.
    Bu zamana kadar da o döneme tanıklık eden herkesin öldüğü ve eldeki çoğu materyalin de uçup gittiğine için, araştırıcılar bu soğuk davayla ilgli spekülasyonları muhtemelen aydınlatamayacaktı.
    Bu çalışma ek veri toplamak için son olasıklıktan biriydi.

    Bu sonuç, kralın ölümü ile ilgili çeşitli komplo teorilerini de eritti.

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1128345/+
    9 ...