zamanın içinden
zaman çıkaran kırmızı ateşin sabrını bilmeden
neden açsın ki bir diken
pür-ü tenin kanında dirilmeden
demdir. demlenmiştir. gül avucumda
ölürken ağlamasın. şafaktan geliyorum
saçlarımda gezinen elinin yorgun şevkinde
bir gökkuşağı ömrüm. ben aşkın gözlerinde büyüyorum
gönül aynam parlaktır
arsız bakışların saf yüzünde
hangi yara benden derin. sorsam kadere
şems in ışığında kalbim. kendimi özlüyorum
ismim yok. kimliğim çok. ben ahenk
teninde yatan şeb-i yelda dan geliyorum
kırılan sırrında hayatın. gözyaşıyım ol yare den
bir gülün gülüşüne sürgünüm
yurdum yok. sevdiğimin kalbi
turnaların eğricesine gidiyorum
kalan benim giden ben
çünkü sabahsızdır tüm geceler
aşk ı görmeden
neden sevsin ki tanrı bizi
yüreğimiz bir kulunu Tanrı gibi sevmeden.