bir elinde içki şişesi, diğerinde bıçak annemi öldürmeye çalışması..
daha 10 yaşındayım, kardeşim çok küçük. annem ben ve kardeşim düğünden eve dönüyorduk, baktık kapı açık. ilerledikçe ortalığın dağıldığını ve onun bizi beklediğini gördük. önce annemin üzerine yürüdü, panikten annem kapıdan çıkıp kaçtı.
baba yapma diyen kardeşime tokat attı pis herif, yerinde taş kesilmiş ayaklarım kardeşime atılan tokatla hareketlendi. kardeşimi alıp koşmaya başladım, annemi aramak için önüme gelen herkesin kapısını çaldım. annem yoktu, daha uzağa gittik. kadının biri "kızım neden ayakkabı giymedin" diye bağırdı. evden öyle bir korku ile çıkıp kaçmışım ki, ayakkabı umrumda bile olmamış. ayaklarım kesikler içinde kalsa da, babamın yaptıkları kadar hiçbir acı canımı öldüresiye yakmamıştı..
iki çocuk hiç tanımadığı yerde annesini arıyor, gözyaşları içinde yoldan geçenlere "annemi gördünüz mü" diye çaresizce sorup yanıtsız kalıyor. insanların kaybolan çocuklara bakışı, annemizi kaybetme korkusu, bir daha eve dönememek.. küçücük çocuktuk biz! ne annem ne de biz bunları haketmemiştik, ama babam olacak şerefsiz bizi evde böyle karşıladı.
her şeyi unutabilirim, adımı bile ama asla o korkunç anıyı unutmam. çünkü orda o an öldüm ben, hiç büyümedim hiç yeşermedim ..