advisory: efendim, kafam iyi.* bu entry içerisindeki cümle bozuklukları, imla yanlışları ve anlatım gücü eksiliği had safhada olabilir. bu yanlışlar küçüklere kötü örnek olabilir ve dahi onların türkçelerine geri dönülmez zararlar verebilir. o kadar had safhada zararlar olurlar yani bunlar...geri dönüşü olmayabilir mazallah. baştan uyarayım dedim.
efendim, kafamı projemden ve de buna mahsuben hicret 3. yüzyıldan çıkarıpta 20. yüzyıla kendimi yeni yeni intibak ettirdiğim şu günlerde, aklıma geldi. ben böyle bir yere gitmiştim dedim. hani zirve felan diyorlar. zihnim berraklaştı birden. hatırladım herşeyi. bir iki kelam karalayayım dedim. ee neticede yaşanmışlıklar var. karalamadan olmaz değil mi? olmaz. zaten canımda sıkıldı...yazayım neşemi bulayım dedim.
yer kocaeli...doping bar diye bir yer. bilmem etmem. daha önceden tanıdığım bir kaç zevat(unknown, mdk47, hasanalmazbasanalır) ve kerhen sanal alemden tanıdığım zevat (beratulanberat, hayırlı kısmet) ile merkez kampüsün önünde buluşuldu. bu kerhen sanal alemden tanıdığım zevatı da reel hayatta, kendim bizzat, sanal hayatın içi de en az dışı kadar kokan net düzleminde tanıma fırsatıbuldum, test etme imkanını yakaladım. önce assolist misali en son gitmeye karar vermiştik zirveye. fakat bu zevatın meraklarından sonra bir an önce gitmeye karar verdik.
barda her katı çıkarken herkes birbirini öne itiyordu. daha önceleri çok sopukkanlı gözüken artiz ve berat tir tir titremeye başladılar. "tamam lan en başta ben çıkarım hadi anasını satiim" dedim ve onları büyük bir heyecandan kurtardım. mazallah kalp krizi geçirme riskleri bile vardı. yazıktı çocuklara. daha sonra ise tanışma safhası...tabii ortamdan insanların ne dedikleri tam olarak anlaşılamadığı ve benim kafa artık boş bilgilerle dolup taştığı içün bir arkadaşa nikini 10 kez sorma yolu ile tam zirve biterken herkesin nikini aklıma kazımıştım. güzel olmuştu. genel izlenimlerim ise şöyleydi.
puandorg: ee nası olsa organizatör...laf yok... lost control: ismi ile müsemma bir arkadaş...pusula şaşmış hakketen...* mdk47: şişkonun teki. zaten isminin sırrını da sessiz ve derinden nin açıklamasına izin vermiş. övmiycem olm seni burda. haha. unknown artist: artiz gibi bir adam. zirveye bir arkadaşa bakıp çıkıcam modunda gelmesine rağmen ortama çabuk ayak uydurdu. bunun çocukluğunu da bilirim. gazoz kapağı: üzülme arkadaşım. yiğit özgür mutlaka çizecek bir mecra bulur kendine. seni kazıklayanlar utansın. ama ne de hevesli açmıştım lan dergiyi. hüzünlendim. bühühü... keragen: hemşerim. ee dolayısıyle süper adam.* hayırlı kısmet: amin.* hasanalmazbasanalır: üçgen vicüt, badici insan. monşer.* beratulanberat: tam olarak sözlükte neyse o. batak bilmeyen adam adam değildir tespitinden onu anladım.*seviyoruz kendisni. demolay: bilge bir abimiz. edebiyata olan ilgisi ve bilgisi ile kendine hayran bırakmakla kalmamış, gönlümü feth etmiştir. zirvenin benim açımdan plasesidir. süprizidir. onu tanımakla şanslı olduğumu düşünmekteyim. selam ediyorum. fevkaladenin fevki: eminim öyledir.*
ve adını hatırlayamadıklarım...
bu arada benim açımdan hayal kırıklığı galapagoslu iguana olmuştur. merak etmekteydim kendisini. başka sefere artık.
bu arada unutmadan, büyüküstad da vefat etmiş. o yüzden gelmemiş. ailesine taziyelerimi sunuyorum buradan. başsağlığı diliyorum.
yeter bu kadar di mi sebastiyan? yeter. hadi perdeyi kapa bakalım...!