Resûlüne imân ve itâat olmadan Allah'a imân ve itâat olmaz. Çünkü Allahü teâlâ, kendine itâ'ati, bir çok âyette, Resûlü ile birlikte zikretmistir. Meselâ buyuruyor ki:
(Resûl, size ne verdiyse onu alin, size neyi yasakladiysa ondan sakinin!) [Hasr 7]
(De ki "Eger Allah'i seviyorsaniz bana uyun ki Allah da sizi sevsin!") [A.imrân 31]
[Bu âyet-i kerîme inince, münâfiklar, simdiki mürted ve zindiklar gibi, "Muhammed kendine tapilmasini istiyor" dediler. Bunun üzerine asagidaki âyet-i kerîme indi. (Sifâ-i serîf)
(De ki, "Allah'a ve Peygambere itâ'at edin! Eger [Peygambere uymayip] yüz çevirirlerse, [kâfir olurlar] Elbette Allah kâfirleri sevmez.) [A.imrân 32]
Allahü teâlâ, Peygamber efendimize itâati emrettigi gibi, ona muhâlefeti, isyâni da yasaklamistir:
(Kim Allah'a ve Resûlüne isyân eder ve hududullahi asarsa Allah onu, temelli kalacagi Cehenneme sokar.) [Nisâ 14] [Hududullah, Allah'in emir ve yasaklari]
(Dogru yol belli olduktan sonra, Peygambere karsi geleni ve mü'minlerin yolundan baska bir yola uyani, o yolda birakir ve cehenneme sokariz.) [Nisâ 115]