TSK, tarihinin en ağır yarasını aldı. Bağımsız yargı, bağımsız medya, herkesin bağlı olduğu ve uyduğu bir anayasa, adil seçim ortamı yok. Bütün bunların yeniden tesis edileceğine dair bir emare de yok niyet de.
Ve elimizde olan tek şey ‘Reis’in bir sözüyle herkesi, her şeyi gözden çıkaracak; yakacak, yıkacak, linç edecek psikolojiye sahip bir kalabalığın etkin olduğu, gidişata yön verdiği bir Türkiye.
Din ile siyaset artık daha fazla iç içe.
Darbeye karşı halkın sokağa çıkması için cami minarelerinden yapılan cihat çağrıları demokrasi için bize daha fazla umut vermiyor.Din artık siyasetin göbeğine oturtulmuş. Ve üstelik olmazsa olmazıymış gibi hareket ediliyor. Bu durum hem din için hem de ülke için büyük bir tehlike.
Buradan sağlıklı bir demokrasiye geçmek için her zamankinden çok daha fazla çabaya ihtiyaç var.