Türk Ergenekon destanında anlatılan olayların (Örneğin demir dağı ateşle eritmek) yada Dişi Kurt Asena'nın ve doğurduğu 10 çocuğun ciddi ciddi kurt olmayıp, tarihin henüz yazılmadığı zamanlarda olayın gerçekliğini ive durumun önemini insanlara anlatmak adına efsaneleştirilmiş ve mitolojik bir dille anlatılmış tarihi olaylar olduğunu bilir. Kurtlar hakkında 3-5 belgesel izleyen herkes Türklerin Kurtları neden sembol olarak seçip 4000 yılı aşkın süredir kullandığını gayet iyi anlar.
Kadının toplumdaki önemini, yetiştireceği çocuklara aşılayacağı özgürlük, mücadele, cesaret, onur, birlik ve beraberlik gibi önemli konuları anlatmak için olayı Dişi Lider Bir Kurt ve Ondan doğan Kurtlar olarak anlatmak kadar doğal bir şey yoktur.
Altay dağları eteklerine kadar çekilip nüfusu azalan Türklerin zamanla tekrar çoğalıp, güçlenip büyüdüklerini, ordularını tekrar kurduklarını, kılıç vb. o günün şartlarında demir vb. materyallerden yapılan silahlarını yakılan binlerce ateşle ürettikleri, sonunda liderleri olan ve tıpkı Kurtlardaki gibi yol gösterici olarak simgelenen Lider kurt yani Liderleri öncülüğünde seferlere çıkıp bugün dünyanın dört bir yanına yayıldıklarını, 220 üzeri imparatorluk ve devlet kurduklarını anlamak bir Türk için hiç zor değildir.
Oysaki Türk Vatandaşlığını öyle yada böyle almış yobaz cahil için işine gelen her şey gerçektir. Gerçek olmadığını % 100 bildiği şeylere dahi kendinin zorla inandırmaktan, yetinmeyip üstüne göz göre göre yalan söyleyip başkalarını da buna ikna etmekten asla çekinmez. Bir nevi ağır şizofrenidir cehalet ve yobazlık! (Eğitimsizlik başka şey, cehalet ise bambaşka bir şeydir. Eğitim aşıla bilen sorundur Cehalet ise genetik problemdir ve tedavisi yoktur).
Açılan başlıkta bahsi geçen hikayedeki olay da bu cehalet ve yobazlığa en güzel örnektir.