yalnızca ekonomik nedenlere bağlayanlarla, sadece kültürel ve ideolojik sorunlara bağlayanların yanılgıdan yanılgıya düştükleri olay. birincisi olayın gelişiminde türkiye kapitalizminin gelişimi vardır. ekonomik nedenlerle tarihsel olaylar arasındaki nesnelliği kurumayanlar için bu basit bir yatırım sorunu ya da basiretsiz politikacıların işi olarak algılanabilir ama değil.
belirtmek gerekir bu sorunun gelişmesinde türkiye cumhuriyeti'nin kurulma dinamikleri vardır. bu ideolojik yanıdır işin. fakat diğer yandan sermayenin birikim süreci batı'da yoğunlaştığından yeni türkiye cumhuriyeti'ni oluşturan sınıfların batıdan çıkması bu nedenle doğaldır ve buna göre bir ulus devlet şekillendirmesi, diğerlerini asimile etmeye çalışması da gayet kapitalizmin gelişme dinamiğidir. bunu duygusal değerlerden uzak olarak ele almak gerekiyor. kapitalizmin batıda gelişmesi ile ülkenin iktidarı doğu'yu kapitalistleştirme sürecine sokmadı, sokamazdı çünkü kendi elinde dahi sermaye yoktu doğru düzgün. bunun üzerine türkiye burjuvazisi doğu'nun egemen sınıfları olan toprak ağalarıyla işbirliğine gitti. bu dönemde iktidarına karşı koyan yoksul halk ve kimi aşiretler dışında önemli hareketler olmadı.
kürt yoksullarının sosyalizm ile tanışması ile birlikte gelişen süreçte, 65-80 arası bu yoksul hareket ancak türkiye işçi sınıfına eklemlenerek gelişti. 12 eylül sonrası hızla kendini oluşturan hareket, zamanla kendi özünden koptu. reel sosyalizmin yıkılması ile birlikte bu kopuş tamamlandı ve hızla liberal bir çizgiye çekildi. bugün ise kürt hareketi devam ettiren özneler kendi tarihlerinin en gerici dönemlerini yaşamaktadırlar. zaten bunun nedeni kendi siyasetlerinin tıknaması ile açıklanamaz. ortada emperyalizmin tüm ulusal hareketlere müdahalesi varken bu tıkanma zaten olasıdır.
diğer yandan hızla batı illerine göçen kürt yoksulları türk emekçileri ile kaynaşmış ve emekçi karakter kazanmıştır. bugün kendi burjuva miliyetçisi, işbirlikçi hareketlerine destek vermeleri bir anlam ifade etmiyor. kürt emekçilerinin kendi egemen sınıflarının hareketinde hızla ayırmalı ve ulus-demokrasi boyutunu aşarak türkiye işçi sınıfıyla birleşmeli, sosyalist cumhuriyet'te birliği sağlamalılar. aksi takdirde türkiye işçi sınıfı bölünür ve tarihsel bir özne olarak iktidarı alamaz. türkiye şimdiki emperyalizme bağımlı, aşağılanmış ve parçalanmaya çalışılan konumunu taşımaya devam eder.