Yol uzun, yürek yaralı eyvah!
gece karanlığında otoban ışıklarının aydınlattığı yol kenarı tozlu ağaçların arasından süzülen karanlığa dayar gibi dayadım cama kafamı. Kafamın içi harp meydanı, iç savaşta akıtılan kanlara feryat eden dul eş ağıtlarına taze öldürdüğü düşman askerine sıktığı kurşunun boşa gitmemesine sevinen ölüm korkusu içindeki adamın keskin gözleri karışıyor. Bu yol bitmez, beni bitirmeden.