mahallede almancı bir piç vardı. piç diyorum çünkü bu şerefsiz anasından babasından almanyadan gelen akrabalarından bok gibi para çalardı. bu paralar sayesinde mahalle bakkalıyla akraba olmuştu. bakkal karısından çok bunu görüyordu amk. bakkalda ne kadar kola sarı kola gazoz çükilata dondurma meybuz leblebi tozu vs. bir çocuğun nefsinin dayanamayacağı ne kadar şey varsa akşama kadar hepsinden en az birer adet tüketir bize zırnık ikram etmezdi piç.
bu onun şerefsizliği.
buda benim şerefsizlğim ; eve gelen misafirden aldığım harçlıkla (yıllık ta diyebiliriz) uzuuunnn haftalar aylardan sonra bakkaldan aldığım cam şişede sarı kola yı yudumlarken karşıdan bu şerefsizin geldiğini gördüm. yanımdaki lavuğa 'şunu oyala ben geliyorum' dedim. bu almancı piç yaklaşırken hemen yandaki apartmana girdim. sarı kolayı yarıladım. sonra tekrar fulledim. nasıl fulledin lan at kafası? dediğinizi duyar gibiyim. işeyerek amk. çıktım apartmandan bu piç orda. gözü direk sarı kolaya ilişti. 'ne bakıyon lan, al iç pipin şişmesin' dedim. içirdim piçe yarısını. kalan yarısını dökerken 'neden döküyon lan mal' dedi. 'tarrağım işemiştim içine' dedim. muhahahahah.
şimdi düşününce hakikatten şerefsizlikmiş ama haketmişti piç. 25 sene geçti halaaa hıncım geçmedi amk.
