ailenin ekmekçisidir. büyüdüğünde bile bu gerçek çoğu zaman değişmez. eve geldiğinde direkt sorduğu şey ''ekmek var mıdır''. belki öfkelidir bu asil görevin ihmal edilmesine bu yüzden. günde 3 öğün ekmek almaya gittiğimi hatırlarım. kah pijamayla, kah yakası sökülmüş önlüğümle, tek seferde 10 tane sıcak ekmeği göğüsleyip kapının önünde yarısını yere düşürdüğüm karlı donlu havalara selam olsun. taze ekmekleri bahçeye saklayıp yere düşenleri telafi etmek için kendime ayırdığım harçlıkla tekrar fırına gidişimdeki heyecanı ben bilirim. o coşku hiç kaybolmazdı içimde hatta küçük tüp değiştirmeye giderken aşık olduğum kızı gördüğümde içimde biriken birkaç yüz gram hicabı ertesi gün unutmuşumdur. yine ekmek almaya giderdim, bıkmadan usanmadan...bugün değişen pek bir şey yok. kimse gelirken eve ekmek almayı düşünmez. sporların arkasına basarak yine ben koşarım fırına. çocukken ekmek almaya giden kişi olmak, farklı bir duygudur, farklı bir kişiliktir. taa o günlerden bugünlere duygusal anlamda taşınan bir sürü şey vardır doğasında. eksikliği her zaman hissedilir. allah onu ve kucağındaki sıcak ekmekleri yanı başımızdan eksik etmesin.