eğitimcinin görevi, kişiyi bilgiye daha kolay yoldan ulaştırmayı sağlamasıdır.
bir gezgin, tüm medeniyetleri gezerek yaşadığı yüzyıldaki tüm bilgiye ulaşabilir. bundan yola çıkarak, diyebiliriz ki: eğitimci, daha az efor sarfederek bilgiye ulaşmamamızı sağlayandır.
eğitimciler bilgi vermekten önce erdemi öğretmelidir. okullar ve öğretmenler bize okunması gereken eserleri vermeli, bu eserleri doğru anlamamız için destek olmalıdır.
internet aracılığıyla bu kadar kolay bilgiye ulaşılabiliyorken, her bilim dalı için bir dolu eser bırakılmışken, istemedikleri derslere girmeye zorunlu bırakılan, öğrenmek için bir zaman sınırı koyan, insanlara etiketlere göre ayıran, sanatı ve felsefeyi önemsemeyen bu kuralcı eğitim anlayışı mide bulandırıcıdır.
deneyim diplomadan daha önemliyken, işe alımlarda eğitimcilerin olmadığı üniversitelerden alınan kağıtlara bakan kurumsal firmalar, çalışan kadrolarını yeni mezunlarla doldurarak, düşük maaşlar ödeyip firmalarına daha çok kar getirmeyi amaçlar.
kimsenin başkasının hayatını önemsemediği, güçlü olanın zayıfı ezdiği, erdemden yoksun insanların oluşturduğu bir toplum gelir.
toplum yaşamayı bilmeyen cahillerle doldurulur, insanlar gülümsemeyi bilmez, iletişimi bilmez, dürüst kimse kalmaz.
gençleri sınırlayarak, önüne sınıfları, sınavları, faydasız okulları dizerek, etiket ve ünvan pahasına kendilerini hasta etmelerini mutlulukla izliyorlardır umarım.
eğer bir çocuğunuz varsa, onu okula yollamamanız daha mantıklı olacaktır. ona erdemi öğretin, doğal yaşamasını, stresten uzak kalmasını sağlayın. siz eğitin, kitap okumaya alıştırın. böylece daha eğitimli ve sağlıklı bir genç yetiştirmiş olursunuz.