elbette hiç kimse ülkesini kötülemek istemez öte yandan bunu yapmak zorunda da kalabilir.
herşeyden önce kötü bir olay karşısında, bu olay avrupa'da da oluyor demek en basit mantıkla, ilkokul düzeyine inersek, arkadaşın camdan atlasa sen de mi atlayacaksın cevabına uygun düşer.
belki kötülediğimiz noktalarda pek çok ülkeden ileri olabiliriz.
belki diğer ülkelere nazaran ödüllendirilecek noktalar da vardır.
ama eğer bir kez kötü yönlere vurgu yapmayı bırakır, iyiyiz ya, dersek o zaman biter.
galatasaray'ı düşünün, 2000'lerin başını, milan, barcelona ile maçlar yaparken, nasıl olsa kazanacağız diye izliyorduk, herşeyden güçlüydük. bu güçlülük havası, eksikleri gizledi ve düşüş başladı.
tekrardan elbette kötülemek hoş değil, bunu kimsenin sevine sevine yaptığını zannetmiyorum.
ama yeri geldiğinde abartarak da olsa, bu kötü yönleri vurgulamazsak, o zaman ilerleyemeyiz.
her koyun kendi bacağından asılır.
