gerçektir. yani palavra olduğu gerçektir. özellikle türkler arasında ne kadar kasarsam kasayım asla anadilim gibi öğrenemeyeceğim şu dili diyenlerin sayısı hiç de azımsanacak sayıda değildir. bu olay artık gittikçe yabancı dil öğrenme şevkini de kırmaktadır. resmen yıllarca kandırmışlar bizi de haberimiz yokmuş.. peki konuşan nasıl konuşuyor denirse kontra cevap olarak ben niye konuşamıyorum o zaman sorusu gelir. mesela bir arkadaşım ( ben değil tabiki!) senelerce kasmış kasmış, kurslara abanmış, adamın dediği aynen şu;
".. bir kaç level atlamışım. havamdan geçilmiyor. hergün bir dünya kelime ezberliyorum. geçende ntv de bir nba maçı izleyeyim dedim. devre arasında baktım, bir zenci basketbolcu ilk yarıyı yorumluyor. amerikan aksanı olduğunu hemen anladım. ama ne dediğinden bir bok anlamadım. oysa tam o sırada kaan kural sular seller gibi tercüme yapıyordu. yalan olmuş a.q emeklerimiz"
dolayısıyla öyle acun ılıcalı ingilizcesinden bahsetmiyoruz. ya da fatih terim ingilizcesinden. böyle çatır çatır en hard konuşmaları bile anlayacak aktaracak şekilde konuşabiliyor musunuz? palavra. adam bir kelime diyor, meğer mecazmış. buyur burdan yak. nasıl anlayacaksın bunu? yok öyle bir şey yok. bunun için derim ki biri ingilizceyi ingiliz gibi konuşuyorsa, ya da almancayı alman gibi o kişi sanatçı ruhludur. hatta sanatçıdır. bir sezen aksu şarkısı yapabilmek gibi. dil bilmek öyle yön tarif etmeye benzemiyor. now, miss, look at me. now, go, baya bi go ama. is ok? after, go ahead, yok bacım be dümdüz elle gösteriyoruz ya a.q. ok. after, turn ( kolla göstererek) hah, left. left left. sonra tramvay stop zaten.