Önce oturup ciddi ciddi düşünün bu sorumluluğu gerçekten istiyor muyum diye. Zira tavşan dediğimiz hayvanın bakımı inanılmaz zor olabiliyor.
Garip bi kemik yapısına sahip, elinden kurtulmak için kendini uzattığında o minik tavşan, boyunun iki katına ulaşabiliyor. Umarsızca her yere işiyor. Tuvalet eğitimiymiş oymuş buymuş hak getire, benim evimde işemedik nokta bırakmamıştı neymiş kendini en rahat hissettiği yeri arıyormuş bak bak ?!
Şirin duruşuna aldanmayın, vallahi odamdaki duvarı kemirmişti bizim manyak. Beton yedi lan beton! Ayak fetişisti gibi gelir gider ayağınızı yalar neymiş tuza ihtiyacı varmış. Şarj kablolarınızı kemirir sanki bana pokemon mübarek. inanılmaz kötü kokarlar, ya bi yıkayayım şunu dersiniz banyoda savaş çıkar yıkanınca sıçana benzer, ulan şunu kurutayım üşütür falan haybeye gitmesin hayvan dersin saç kurutma makinesini açtığın an korkudan seri sıçmaya başlar...
Ama tabiki de sevimlilikleri bambaşka. Ne kadar sövsem de seviyordum vallahi kızımı. Beraber regl olup beraber trip atıyorduk aq şaka gibi. Öldüğünde de canımdan can koparmışlar gibi üzüldüm. Hala da tazedir acısı. Ama özetle bu hayvan dört duvar arası için yaratılmış bir hayvan değil. Ve tekrar ediyorum, ne kadar olayları durmadan üremek ve çok fazla sayıda yavru doğurmak olsa da duygusal hayvanlar. Bırakın doğada rahatça sevişip çoğalsınlar bari onların rahatını bozmayın.