Bu yaz hiçbir şey okumasanız bile Yuval Noah Harari’nin insan türünün zihinsel tarihini anlatan “Sapiens” isimli eserini okuyun. iddia ediyorum her şeye bakışınız değişecek. Biz hep buymuşuz, diyeceksiniz. Çevremizde yaşanan mevcut kaosun ne kadar tanıdık olduğunu, neredeyse 200 bin yıldır bu gezegende dolanan insan ırkının (homo sapiens ve türevleri) neden soyut bazı kavramlar üzerinden birbirini yok etmeye çalıştığını göreceksiniz.
Kitabın yazarı Harari’nin Londra’da yaptığı bir konuşmayı izledim internette. Yazar, insan türü ve yaklaşık 2 milyon yıl önce ayrışmaya başladığımız şempanzeler arasında 2 temel fark olduğunu söylüyor. Birincisi, insanların şempanzelerden farklı olarak büyük kitleler halinde ortak hareket edebilmeleri, organize olabilmeleri. Çiftlikler, devletler, havaalanları, ordular bu sayede oluşuyor.
ikinci ve daha önemli bir fark ise, “soyut” bir düşünme kabiliyeti... Yiyecek, içecek, yağmur, soğuk, sıcak ya da bir dağ, somut fikirler. Ama insan ırkı, para, din, devlet, aidiyet gibi soyut fikirlerin peşinden sürükleniyor. DNA’sı bizimle neredeyse aynı olan bir şempanzeyi hiçbir zaman “Sen bana elindeki muzu ver, ben sana ileride cennet denilen yerde bir yer ayırayım” düşüncesine ikna edemezsiniz. Ya da “Sen bana elindeki muzları ver, ben senin için ‘para’ diye soyut bir kavram yaratıp sonra da Panama diye hiç görmediğin bir yerde bir rakam olarak saklayayım” diye elindeki yiyeceği alamazsınız.
Hele bu soyut kavramlar için ölmeye, öldürmeye, çalmaya, aldatmaya hiç ikna edemezsiniz.
Peki, nasıl oluyor da insanlar bu soyut fikirlerle tüm gezegene hâkim oluyor, ölüyor, öldürüyor ve hatta seri katile dönüşebiliyor? Nasıl oluyor da “Cennette bana 72 bakire verilecek” diye bir hayal uğruna vücuduna bombalar yapıştırıp kendini patlatmayı göze alıyor?
Bütün bunların yanıtı, bugünün gerçeklerinde değil 200 bin yıllık insan türünün tarihinde gizli.
Dedim ya, bu yaz tek bir kitap okuyacaksanız, o da bizim şu tuhaf hikâyemiz olsun
Aslı Aydıntaşbaş/ cumhuriyet