sen o kapıdan çıktığında
ben bu odada olmayacağım...
mevsimler değişecek güzelim
gökyüzü mora çalacak
susacak kemandan gayrısı
o da şafağa değin ağlayacak...
bir soğukluk dayanıp kapımıza
hesap soracak güneşli günlerimizden
yatağım sırılsıklam
kan, ter deryası
rüyalarım...
bilirim, sorma nereden biliyorsun diye
sen o kapıdan çıktığında
ben bu odada olmayacağım...
tekneler hurdaya dönecek
hani balık ekmek yediğimiz
yem verdiğimiz kuşlar ölecek
ürkecek çocuklar
oturduğumuz parklarda oynamaya...
evrenin dengesi bozulacak
anlayacağın
kırılacak insanların
adaletsiz kalburu*
çiğ değil
kan düşecek toprağa
sabah olanda...
sen o kapıdan çıktığında
ben burada olmayacağım...
neden diye sorma sevdiğim
yok edemez kimse anıları
tanrı bile süremez elini onlara
lakin çıkarsan bir kez hayatımdan
hayatım eskisi gibi olmaz
hiçbir zaman...
zamanında öldürdüğüm gibi
yalnızlığımı
bana düşer yine
yok etmek
güzel olan her şeyi...
şimdi sen de çıkarsan o kapıdan
sığınacak yalnızlığımda
kalmadıysa hayatımda
güzellikler de çıkar o zaman
biricik kapımdan...
ne çare,
açarım ben de penceremi
gecenin buğulu karanlığına...