bu yazarla aramızda şöyle bir muhabbet geçti. çok garip birisi doğrusu:
tam evden çıkmıştım ki kapının yanında yüzüme acı acı bakan biri. elinde bir mendil tasavvur ettim ama yoktu. galiba o perişan görünümü böyle düşünmeme sebep oldu. ne bileyim mendil iyi gider bunun eline diye geçti içimden. içimi çok acıtmış olacak elimi hemen cebime götürdüm tam parayı verecektim ki kendinden emin ve gayet ciddi bir ses tınısıyla ' ben dilenci değilim ' dedi.
peki kusura bakmayın dedim, afedersiniz. evimin kapısının girişindesiniz, kimsiniz o zaman?
-ben mahmut dedi, sözlüğün gerçek kahramanıyım zall filan gerçek değil gerçek olan benim dedi. gerçek olan matrixtir, ben de orayı temsil ediyorum. sana sırrımdan küçük kesitler verdim. gerçeği tam öğrenmek ve matrixin ne olduğunu bilmek istiyorsan gece 00:00' da sizin evin çatısında beni bekle sırrımı sana açıklayacağım dedi. tamam dedim ne şeref. ayrıldık. giderken arkasına döndü ve şöyle dedi:
-bir kaşık var, bir kaşık yok,
kafam karıştı.sittir dedim. akşam çatıya çıkmaya da cesaret edemedim.
