Kişisel sayfasından alıntı;
23 Mart 1977 Çarşamba günü yatsı ezanı okunurken, babası hafız imam Hüsnü Bey ile bir hafız imam kızı olan annesi hafıze Zeynep Hanım’ın ikinci erkek evlatları olarak Esnaf Hastanesi / istanbul’da dünyaya gelmiştir.
Tevafuktur ki, Okumuş Ailesinin tıpkı ilk oğulları gibi daha sonra doğacak iki oğulları da ezan okunurken dünyaya gelmiştir ve dört erkek kardeş de hafız olmuştur.
Aileye yeni katılan bebeğin adının ne olacağına henüz karar verilmemiştir ama anne Zeynep hanım, bir tarafta mimar Sinan’ın çıraklık eseri Şehzadebaşı Camii, diğer tarafta kalfalık eseri Süleymaniye Camii’nden gelen ezan seslerinden doğan muhabbetle zihninde beliren Sinan isminin konulmasını istemiştir. Ancak bu isim böyle kalmayacak, ikinci kez isim konulması gündeme gelecektir.
Arapça bilgisini daha da derinleştirme çabasındaki baba hafız imam Hüsnü hocaefendi, hocası Celal hocaefendiyle ikinci oğlunun dünyaya gelişinin sevincini paylaştığı sırada hocası “hayırlı olsun inşallah, adı da Selman olsun” diye söyleyince küçük bebeğin kulağına tekrar ezan okunarak bu kez Selman ismi verilir.
Evet, Allah (c.c.) bir insanın kaderini, geleceğini murad etmişse onun ismine de müdahale eder. Selman, islam kelimesinin de kökünden gelen Selime kelimesiyle türetilmiş ve insana huzur, selamet ve güzellikler veren anlamını taşımaktadır. Ancak, Sinan isminin tecellisi midir bilinmez, meslekî yaşamında hep mimar Sinan’ın eserlerinde görev yapması, muhtemelen vazgeçilen bu ilk ismin kaderine etkisi sonucu nasip olmuştur.
Babasının Kur’an okumasına kulak vererek, imam olan dedesinin tatlı tatlı mırıldandığı ilahileri dinleyerek ve annesinin o eski makara bantlı teypte çaldığı ilahi kayıtları onun meraklı, küçük hafızasında yerini bulmuştur.