ben bir kabin memuruyum, hani su sizin sadece havada servis yaptigini bildiklerinizden. bir suredir bu meslekteyim, yilin her ani farkli sehirlerdeyim.
ankara'daki uc patlamada da oradaydim. istanbul'daki tum patlamalarda buradaydim. olum hep kulagimdan siyirdi sayilir.
dunku patlamaya kadar, hicbir yakinimi topraga vermedim sukurler olsun.
dun gece tam suan bu satirlari yazdigim yerde sabiha gokcen'den yapacagim ucus icin hazirlanirken ogrendim yine can verdigimizi. saatlerce yakinlarimdan haber bekledim. arkadaslarim ucusta mi yoksa baslarina bir sey mi geldi diye dusundum. saatlerce.
ataturkte olan patlama yuzunden sabiha gokcen'e inis yapan ucaklar nedeniyle ucuslar birkac saat gecikti.
ben, aylarca yuzune bakmadan 'kolay gelsin' dedigim, kibristan birkac fazla sise alkol aldim diye 'abi bakmayiver yati valizime' dedigim, uniformaliyken yolcu olarak evime gidecegimde check-in yaptirirken gulumseyerek ucus numarasini soyledigim insanlarin aci haberini aldim. bir arkadasimin bacagi koptu.
ben, gozlerim dolu, yolculara zoraki bir gulumsemeyle 'hos geldiniz' dedim, aklimda hala ulasamadigim arkadaslarim ve yolcu son anda artinca eksik kalan ikram sayisi vardi.
yolcularsa yuzlerindeki memnuniyetsiz ifadeyle 'bu ne ya, her ucusunuz gecikmeli' diyerek sitem etti.