esirgemeyen ve bağışlamayan şertan'ın adıyla
gör
külün altındakini gör
külü okuyabilmen için
bağışladık sana bu sancıyı
küçük bir dere de akabilirdi avcunda
ve kırlar ve bulutlar ve gök
ama o var yalnızca
düşülmeye düşülmeye pas tutmuş uçurum
uçurumun pasını oku
bir zamanki işlek günlerini düşün
eğil, dipten yüzüne vuran sıcaklığı duy
korkma, eş ordaki külleri
ve öyle bir ateş çıkar ki içinden
kör etsin gözleri
diyorlar ki senin için iyiler
o lanetli biridir
doğru, lanetledik seni
esirgenmiş olanlardan kılmadık
ama işte bilmezler, asıl onlardır
yoksun bırakılmış olan güzelliklerimizden
ateşin güzelliğinden
uçurumun güzelliğinden
felaketlerin güzelliğinden
de ki
esirgendiniz de ne oldu
ne gördünüz mutluluktan başka
biz size uçurumu öğütlemedik mi
öyleyse sevince uğratılacakların
ta kendileri olacaksınız
şüphe yok ki biz
bir vakit sınarız
kim ki yüksünür, yüz çevirir ateşimizden
sevince çarptırırız onu
mutluluğa çarptırırız
işte böyle. nezey.