Düşünsene taksicisin bu kansızlığı da yapmışsın üstelik, yani acı ve kaostan vicdansızca nemalanmışsın.
Eve gittiğinde mesela bu fazla kazancını eşine, çocuğuna nasıl anlatırsın, gevrek gevrek gülerek "bugün voleyi vurduk hanım" mı dersin...
Hadi dedin o hanım da pişkin pişkin güler, alır sayar mı senin kansızlıkla gasp ettiğin paracıklarını..
Buna şahit olan çocuk mesela utanır mı ailesinden, yoksa bu örneklenmeyle büyüyüp o daha da beteri mi olur kansızlıkta..
içim acıyor sözlük.
çok hem de..
Yaşanan olaydan daha fazla ne acıtabilir diyorsun sonra tak bi haber düşüyor taymlaynına; anlıyorsun ki taksiciler çıldırmış, ranta çevirmişler durumu perişan durumda kurtulan herkes... işte o zaman hümanistliğini fena halde sorgular buluyorsun kendini....
dipsel nota konu olan merak: acaba bu taksicilerin kaçı oruç tutuyordur? kabul olduğuna orucunun gerçekten inanıyor mudur? vicdanı ne sanıyordur, yok olduğunun farkına varmadığı aymazlığıyla başka ne kötülükler de yapıyor olabilir?
edit: http://www.nouvart.net/ 'ten sevgili Efe yazıyı okuduktan sonra dedi ki "herkes öyle aslında... Sanatçılar, basın, 9 arkadaşını kaybedip olayı yaşayan çalışanını ertesi gün işe çağıran yönetici, delilleri toplamadan hortumla yıkayıp havalimanını kullanıma açan sistem, herkes aynı buna sosyal medyada tepki gösterenlerin bile çoğu dahil, onlar da RT peşinde....
tam da bu herkes aynı taksiciler işin görünen yüzü sadece...
