fenerbahçeli arkadaşlarımızın da hak verecegi gibi mucadeleden uzak, halı saha maçı kıvamında bol gol pozisyonlu bir maç olmuştur. özellikle ilk yarıya, kaçırdı gollerle damgasını vuran bir kezman vardi ki deme gitsin.
güvenç kurtar'ın takımını sahada tanıyamadım. hele fenerbahçe'yi hiç tanıyamadım. ciddi söylüyorum iki takım da maçı ciddiye alsa ve girdigi pozisyonları degerlendirse maçın skoru 11-4 felan olurdu.
hele o yusuf'a ne demeli bilmiyorum? hayatımda bu kadar bos vermiş, bu kadar lakayit, bu kadar bencil bir futbolcu görmedim ben. çok rahat top alma fırsatı buldugu bu maçta sagdan ve soldan kacan adamlara paslar indirse en azından maça heyecan katacaktı. o ne yaptı iki kişinin üstüne üstüne giderek her topu ezdi. tamam kardesim, bir insan gomlek degistirir gibi adam gecebilir ama karsında lugano ve mehmet aurelio gibi iyi top çalan adamlar var. bırakırlar mı seni? anca yedigin küfürle kalırsın...
hele o denizlispor kalecisini zaten direkt allaha havale ediyorum. kızgın tavrımı elin ziki ile gerdege giriyor diye algılamadan once sagduyulu bir şekilde tekrar dusunun. bu kaleci 1. ligde oynamayı hak ediyor mu? bence hayır. kaleciden cok kamyon soforunu andıran bu adamın yerine kaleye 10'luk counter strike botu koysanız inanın daha anlamlı olurdu.
neticesinde fenerbahçe'nin çok çok rahat bir oyunla farklı kazandıgı karşılaşma olmuştur. lakin sahadaki lakayit futbol zico tarafından pek de hoş karsılanmamıştır.
maçın adamı kim olur diye sorarsanız; efsanevi paslar atan alex ve ikinci yarı ileriye oynayabilecegi aklına gelen selçuk diyebiliriz.