türkiyenin avrupa şampiyonu yunanistan ve güçlü danimarka'yı sadece 1-2 puanla geçip shevchenko'lu ukraynın 1-2 puanla gerisinde kaldığı bir eleme grubu vardı. ersun yanal'ın kovulma pahasına hakan şükür'ü oynatmadığı dönemler.
sonra fatih terim geldi. isviçre'ye play-off'ta 2-0 yenildik. kadıköy rövanşında milli marşı bağıra çağıra söyleyen alpay penaltı yaptırdı, oldu 1-0. sonra 3-1 yaptık, isviçre gol attı, hat-trick yapan tuncay'la 4-2 bitti, deplasman golüyle isviçre tur atladı. sonra terim'den emirler, tekme tokat, kavga, ceza... üzücü bir maçtı.
bu trajediden aylar sonra fenerbahçe, galatasaray'ı 4-0 yendi. en mutlu olduğum maçtı... formalar, hava, goller... şampiyonluğa sevinirken önce kupa finalinde beşiktaş'a kaybedildi, peşine de denizli... milan maçlarını saymıyorum bile! bari dünya kupası güzel geçsin.
ben ingiltere'yi destekliyordum. crouch, gerrard, terry, lampard, rooney, ferdinand... ama favorim beckhamdı. hatta o da giyiyor diye antalyanın kavurucu sıcağında uzun kollu giyerdim maçlarda. ama ingiltere, portekiz'e ç.finalde elendi. simuniç diye bir hırvatın 3 sarı kart gördüğü maçı da hatırlarım. mac sonrası pasaparola izlediğim o turnuvanın finali de efsaneydi. zidane panenka penaltısıyla gol attı, peşine materazzi 1-1 yaptı. o kafaya şahit oldum ve kariyeri klas hareketlerle dolu biri kariyerine böyle veda etti. şikeyle sallanan italya kazandı.
2010 ve 2014'a oranla favorilerin erkenden elenmediği turnuvadır.