ulan yazıklar olsun neslidir. küçükken annem kuran kursuna gönderirdi camiye. o zamanlar giden bilir önce sureleri ezberletirlerdi sonra kuran öğrenmeye geçerdin. neyse bizim hoca ilk gün süphanekeden başladı ödev verdi onu ertesi gün ezbere okuyacağız sırayla. o akşam çalıştım ezberledim gittim sıra bana geldi gittim hocanın önüne. ezberlediğim şeyi okuyamadım hocanın psikolojik baskısından ötürü. iyi kötü bitirdim, sevmedi biraz daha çalış dedi gönderdi. hayatımın ilk sınavından kalmıştım. biraz hüzün biraz hırs ile o akşam yeniden çalıştım. ertesi sabah gittiğimde takır takır okuyuverdim. bu kez de üslubumu beğenmedi yok efendim k'leri genizden çıkaracakmışım yok bilmem neymiş. sen biraz daha çalış dedi yolladı. resmen bütten de geçememiştim. sonra birkaç gün daha bu şekilde geçti ben k dedim hoca hığğğ dedi ben gayrük dedim hoca ğğğaayyrük dedi. artık eve geldiğimde ağlıyordum anneeeaaa bu hoca beni geçirmiyor deyu deyu. nasıl geçtiğimi hatırlamıyorum kuran kursu maceramın ilk üç beş günü bu şekilde geçmişti, şimdi o hocayı ne zaman görsem ğaaayrük sesi kulaklarımda çınlar ve süphanekeyi asla unutmam.