Avrupa Şampiyonası'nda Milli Takım'ın yarattığı hayal kırıklığından ziyade, takımın kazanma azmi ve mücadele ruhundan kilometrelerce uzak hali günlerdir yazılıyor çiziliyor aslında tepki de zaten başarısız sonuçlara değil ruhsuz oyuna...
Milli takım ruhsuz,çökmüş ama her şeyden önemlisi içeride çok ciddi bir karışıklığın olduğu aşikar... Zaten pek çok önemli spor yorumcusu "içeriden" aldıkları bu yöndeki bilgileri kamuoyu ile de paylaştılar...
Burada dikkatleri en çok çeken, en çarpıcı olan taraf ise belki de şimdiye dek hiç alışkın olmadığımız için Terim ile futbolcular arasındaki sürtüşme,yaşanan gerginlikler oldu...
Ama bize anlatılan "Terim efsanesine" göre O'nun olduğu yerde böyle bir şeyin olması, hele hele bir futbolcunun (Arda Turan) Terim'e açıkça kafa tutması, kameralar önünde trip atması falan düşünülecek şey bile değilken nasıl oldu da bunlar yaşandı?
Aslında bu çözülüşün şifresi tam da burada... Milli takım oyuncuları artık Terim'i "imparator" yahut bir futbol duayeni olarak görmüyorlar...
"Peki 2008'de bu milli takımı Avrupa 3.'sü yapan da Terim değil miydi? O zaman nasıl o otoriteyi sağlamıştı?" sorusu aslında bugünlerin cevabı...
2008'de Milli Takım kadrosunda yurtdışında oynayan/oynamış, önemli bir teknik direktör ile önemli bir takımda birlikte çalışma şansı bulmuş kaç futbolcu vardı?
Rüştü'nün kısa Barcelona macerasında Reijkaard,Nihat Kahveci'nin' Real Sosiedad'da Tochack,Hamit Altıntop'un Bayern'de,Ottmar Hitzfeld-Jürgen Klinsmann ve Emre Belözoğlu'nun inter'de geçirdiği yıllarda Hector Cuper, Alberto Zaccheroni ve Mancini, Newcastle macerasında çalıştığı Keegan...
Bunlardan sadece Emre Belözoğlu ve Hamit Altıntop'un çalıştığı hocalar gerçek anlamda "Uluslararası arenada elit seviye" hocalarıydılar... (Keegan hariç/Chekimcenter)
Ne olduysa 2008 sonrası oldu... Milli takım bir jenerasyon değiştirdi...
Yeni jenerasyondan bugün yurt dışında oynamış/hali hazırda oynayan ve dünya çapında hocalar ile çalışma şansını yakalayan 10 futbolcu var artık milli takımda...
işte çözülme burada başlıyor tam da...
Gözünü Fatih Terim ile açmamış, yahut Terim ile açsa da daha sonra çok daha önemli isimler ile çalışma fırsatı bulmuş futbolcular Terim'in kurduğu otoriteye dayalı yüksek motivasyon konuşmalarını artık çok da ciddiye almıyor hatta Arda gibi Dünya'nın 1 numaralı takımında forma giyerek kariyeri ile de Terim'i ezdiğini düşünenler Terim'e tavır koyup, cephe bile alabiliyor artık...
Aşağıdaki liste aslında MiLLi TAKIMDAKi ÇÖZÜLMENiN ŞiFRESiDiR...
işte 2008 sonrası yeni jenerasyon Milli Takım kadrosunda bulunan ve hali hazırda yurtdışında oynayan yahut "alt yapı" eğitimini yurtdışında almış/yurtdışında oynamış oyuncular, bunların oynadığı kulüpler ve çalıştıkları hocalar ..
.
Bu hocaların CV'lerini bir yana, Fatih Terim'inkini bir yana koyarsanız futbolcuların neden artık Terim'in otoritesini kabullenmediğini anlarsınız...
Andrea Pirlo'nun kitabında "Taktik bilgisi yetersiz ve sadece bağırıp çağırarak futbolcu motive ederek başarılı olmayı uman birisi" olarak nitelediği, yine Milan Baros'un kitabında "Terim taktik falan vermez, sadece sahaya çıkın ve onları yıkın derdi" diye bahsettiği Fatih Terim ile aşağıdaki hocalar ile çalışma şansını bulmuş bir oyuncu grubu bir araya geldiğinde o futbolcular yapacakları kıyaslamalardan sonra sizce Terim'in otoritesini ne derece kabul ederler?
Mevlüt Erdinç: PSG-Touluse-Hannover: Carlo Ancelotti
Burak Yılmaz: Bijing Guan-Alberto Zacceroni
Yukarıda ismi yazılı olan hocalardan Olcay Şahan'ın hocalığını yapan Peter Nureurer- Marco Kurz ikilisi haricinde uluslararası arenada başarısı olmayan, hakkında methiyeler düzülmeyen bir tane hoca yok... Buna bizim beğenmediğmiz Skibbe dahil... O Skibbe ki 32 yaşında Borissia Dordmund'u çalıştırmış, "En genç teknik direktör" olarak Bundesliga tarihine geçmiş, 4 sene Alman Milli Takımı yardımcı antrenörlüğünü yapıp, 1 Dünya Kupası finali, 1 Avrupa Şampiyonası çeyrek finali yaşamış bir isim...
Bence futbolcular seçimlerini /kıyaslamalarını yaptılar ve Arena'da bu kez baş parmak Terim için aşağıyı gösterdi...
O artık bir "imparator" değil... En azından Milli Takım için...
Ve"imparator" a inanmayan askerlerin savaş kazanmak için mücadele etmesi, o savaşı kazanması hiç mümkün değil...