karşısında konumlanan tayyip Erdoğan ve şürekâsının hala anlayamadığı, bu yetmezmiş gibi karalamak için uydurdukları sıçmık analizlere kendi kendilerini daha çok inandırdıkları için belli ki sittin sene anlayamayacakları konudur.
böyle diyorum çünkü zat-ı muhterem gelmiş topçu kışlasını gezi parkına dikeceğim diyerek kitleyi provoke edeceğini düşünüyor. niye, hani direnenler terörist paralel pkk lı ya, direndikleri konu gündeme gelince kendilerini sokağa atacaklar. lan bak baştan alıyorum yine.
bu direniş ilk başlarken parka gidenler ağaçları korumak adına gittiler. polislerin savaşır gibi müdahale etmesinden halk huysuzlandı ve destek vermek üzere gitmeye başladı. ama gelen haberler kötü, istiklal caddesi insanların sel gibi aktığı bir yerken ortalıkta polisler, biber gazları var. lan ne oluyor diye merak ettikçe insanlar birbirine sormaya ve konuşmaya başladı. e polisle bastıracaklar diye basından da giden olmadı, ulan istanbul'un en işlek yerinde kadınların suratına robocop kıyafetli polisler biber gazı sıkıyor, böyle saçmalık mı olur diye merak içerisinde beklemeye başladık. başlangıç buydu.
sonra böyle iş mi olur diktatör mü kesildin başımıza diye başbakan tayyip Erdoğan a serzenişte bulununca da, diktatör olsam bunları söyleyemezdiniz, diktatör olsam meydanlara çıkamazdınız dedi. al baba, ne söyleyebiliyorum 3 yıl önceki söylediklerimi, ne de sokağa çıkmaya maçam yiyor. kabul ettin mi diktatör olduğunu?
tabii o günlerde şu da vardı, bu kadar ayaklanma olunca stk lar, siyasal partiler veya çeşitli kuruluşlar konuyla ilgili somut birşeyler yapar diye bekledik. hatta şimdi söyleyince tuhaf olacak ama, tayyip Erdoğan ın kendisinden ılımlı ve tansiyonu düşürücü mesajlar bekledik, konuşmasında ne diyecek diye dakikası dakikasına haber bültenlerini takip ettik. peki ya o ne dedi, çapulcu bunlar dedi, geri adım atmayacağız dedi. 3 yıldır yaşadıklarımızın ardından, sana gram itimadımız mı var? söylediğin onlarca yalan vardı o günlerde, şimdi doğru lafın kalmadı, umudumuz hiç yok, bile bile ölüme mi yürüyeceğiz?
çok aptalsınız, ama belli ki iç savaş çıkartıp bahaneyle darbe yapmaktan başka şansınız kalmamış. ne acıdır ki, darbe olacak kışkırtması ile kendinizi acındırarak başladığınız siyasi hayatınızın bugünlerinde sizden büyük darbeci, sizden büyük baskı rejimi yok. o günler de karanlıktı ama ağaçları can siperane savunurken umudumuz vardı, 2-3 hafta da mutlu olduk. ne zaman ki siz karşımıza cepheyi diktiniz, evet kendi cephenizdekileri sivrilttiniz ama bizi bir daha kazanamayacak kadar kaybettiniz. çok ama çok kötüsünüz, biz de melek değiliz ama bu kadar kötü olmayı herhalde hiçbirimiz başaramayız.
