kürt sorunu

entry654 galeri video4
    99.
  1. ilk önce bu sorunun ne olduğunu iyi tanımlamak gerekir. kürt sorunu, türkiye'deki kürtlerin kimlikleriyle ilgili bir sorundur. bu sorun, kısmen etkisi olsa da ekonomik geri kalmışlıkla açıklanabilecek bir sorun da değildir; bir hak talebi ve özgürlük sorunudur. kürtlerin kimliğinin cumhuriyet döneminden 12 eylül'e kadar çeşitli uygulamalarla devlet tarafından zorla bastırılması ve kürtlerin buna isyanla tepki göstermesi şeklinde türkiye tarihinde kendisini göstermiştir. kürt meselesini halen "ekonomik geri kalmışlık"la ilişkilendirmeye çalışanların, konuyu daha iyi anlaması için bu meselenin kısa bir tarihçesine şöyle bir göz atması yeterlidir.
    bildiğimiz gibi birçok ülke osmanlı imparatorluğu'ndan bir bir ayrılmış, imparatorluk bölünmüştü. bu durum, osmanlıcılık gibi çeşitli birleştirici akımlarla çözülmeye çalışılmıştı. buna rağmen imparatorluk bölünmeye devam edince, cumhuriyet dönemi ulus-devlet projesiyle ortaya çıktı. daha önce yaşanan travmaların etkisiyle "bölünme paranoyası" doğmuştu ve yeni kurulan cumhuriyet, enerjisinin büyük bölümünü ulus-devlet projesi için kullandı. (diğeri de laikleşme) yeni kurulan cumhuriyet, ulus-devlet yaratmak için oldukça radikal yöntemler izledi. özellikle şeyh sait isyanı'ndan sonra, devlet giderek otoriterleşti. o dönemde devletin gizli olarak tasarladığı "sark islahat plani" radikalleşme hareketinin önemli belgelerindendir. bu planın asimilasyon politikalarına ilişkin en önemli maddeleri, kürtçe'nin açık alanda dahi yasaklanması ve kürtlerin yoğun olarak bulunduğu bölgelere türkleri göç ettirmektir. bu plan, takrir-i sükun döneminde ve onu izleyen dönemlerde uygulanmıştır. 1930'lu yıllarda o dönemin erzincan valisi ali kemali bey, her kürtçe kelime başına 5 kuruş ceza kesildiğini anlatır. yazılana göre o dönemde bir koyun da 50 kuruştur. 1936 yılında iskan kanunu çıkarılacak da bu planın ikinci boyutu uygulanmıştır. bu kanuna göre kürtlerin yoğun olduğu bölgelere türk nüfus göç ettirilecektir.
    devletin bu politikaları, kürtler tarafından 20 civarı isyanla karşılanmıştır. devlet, özellikle dersim isyanını vahşi bir şekilde, çoluk, çocuk, kadın demeden kanlı bir şekilde bastırmıştır. ne de olsa "türk'ün süngüsünün göründüğü yerde kürt sorunu yok"tu. (vakit gazetesi, 1923)
    demokrat parti dönemiyle sonra biraz durulan kürt hareketleri, özellikle '60'ı izleyen yıllarda ve 12 eylül'le aktifleşmiştir. diyarbakır cezaevindeki iğrenç işkenceler, (1) pkk'nın neden güçlendiğini anlamaya yeter bile.
    devletin kürt politikasındaki kısmi yumuşama, özal döneminde görülmüştür. o dönemde özal'ın kürtçe televizyon açılabileceğini söylemesi, kendisinde de "kürt kanı" olduğunu söylemesi, en azından kürtlüğün "meşru" bir şey olarak gözükmeye başlamasının alameti olmuştur. fakat '90'larda tek parti döneminin uygulamaları halen ısrarla devam ettirilmiştir. bu dönemde de pkk'yı "bitirmek" (!) için köyler zorla boşaltılmış ve yakılmıştır. yasadışı faaliyetlerin, jitem gibi birimlerin ve doğuda halka zulmeden devlet bağlantılı çetelerin ortaya çıkması, devletin sorunu inkar ve imhayla çözebileceğini zanneden anlayışını ortaya koymuştur. bu çetelerin, "terörle mücadele" adı altında kürt aydınlarına ve köylülere nasıl zulmettiği son şüpheye yer verilmeyecek şekilde ortaya çıkmıştır. (2)
    bu sorunda özal döneminden sonra, '90'ların ikinci yarısından sonra ikinci bir yumuşama devresi olmuş, özellikle akp devrinde ilk kez bir başbakanın kürt sorununun varlığını kabul etmesiyle, yumuşama döneminin başlangıcına dair işaretler verilmiştir. her ne kadar akp, milliyetçi kesimin oylarını kaybetmemek için ikili oynamalar yapsa da kürtçe yayının kısmen serbest bırakılması, kürtçe kurslarının açılabilmesi gibi gelişmeler, en azından sembolik düzeyde bir anlam ifade etmektedir. buna rağmen, akp, devletçilikten soyutlanmış, pirupak bir parti olmadığı için bu dönemde pkk'nın propaganda yapmasını sağlayacak antidemokratik gelişmeler sıkça yaşanmaktadır. sur belediyesi başkanı abdullah demirbaş'ın kürtçe broşür bastırdığı için görevinden alınması, kürtçe şarkı söyleyen çocuk korosuna bile soruşturma açılması gibi olaylar, akp'nin kendi topuğuna kurşun sıkmasından başka bir şey getiremeyecektir.
    kürt sorununun kalıcı bir şekilde çözümü için ise şahsen şunların uygulanması şahsımca ellzemdir:

    1) anayasa ve ceza yasalarındaki ifade özgürlüğünü kısıtlayan her türlü madde kaldırılmalı, federasyon gibi taleplerin de konuşulabileceği bir ortam yaratılmalıdır.
    2) kürtleri temsil eden siyasi kanallarla diyalog kurularak, pkk'nın tez zamanda silah bırakması sağlanmalıdır.
    3) türkçe öğretilmek şartıyla kürtçe eğitim yapan okullar açılmalıdır.
    4) anadilde yayın 24 saat serbest olmalıdır.
    5) anadilde siyasi propaganda yasağı kaldırılmalıdır.
    6) 12 eylül'de kürtçe adı değiştirilen köylerin eski adı iade edilmelidir.

    (1)bu işkencelerden bir kısmı, hasan cemal'in kürtler kitabının girişinde anlatılır. ayrıca şu röportajlarda ayrıntısı vardır: http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=79191
    http://www.radikal.com.tr...003/11/10/haber_94914.php )
    (2) http://www.savaskarsitlar...;%41rsiv%41na%49%44=18412
    http://www.savaskarsitlar...;%41rsiv%41na%49%44=26047
    0 ...