ya bu adamlar böyle mutlu. hastalıkmış harammış bırakın artık. senelerce tartışıldı zaten. karşınızdaki insanın bir kalbi var ve o kalp böyle mutlu olacak. böyle yaşarsa kendi benliğini gerçekleştirecek ve ülkeye verimli olacak. buradaki insanların hepsi seks işçisi değil. içlerinde gayet normal şekilde yaşamlarını sürdürenler var. nereden biliyorum? geçen senenin onur yürüyüşü fotoğraflarına bakarken kendi sınıf arkadaşımı gördüm. topluluğun bir destekçisi değil bir parçası olduğunu düşündüren bir fotoğrafla. ben o ana kadar hiç düşünmemiştim tercihinin bu olabileceğini. bu adamın bana günlük hayatta hiçbir zararı yok. bu adam doktor olacak sen de hiç fark etmeden paşa paşa muayene olacaksın. insanların yaşam hakkındaki seçimlerini rahat bırakın artık. gelip seni şeapmıyorsa sanane akşam kiminle uyuduğundan?
etrafta görüp çocukların özenmesine gelince. ben bunun bir hastalık olduğuna inanmıyorum. kendi çocuğunda doğuştan var olursa engelleyemezsin. yoksa da var edemezsin. hastalıksa bile yine senin çocuğunun o hastalığa yakalanıp yakalanmayacağını garanti edemezsin. erkek olup kadın gibi giyinenler ya da kadın olıp erkek gibi davrananlar zaten bir süre sonra ameliyat olmak istiyorlar. rüzgar erkoçlar u gören bir çocuk bir erkek olarak nasıl yadırgayabilir onu? ya da bülent ersoy mesela. sesi ile ulaştığı başarıyı kim göz ardı edebilir?
sırf hoşunuza gitmiyor diye dışlamayın insanları. bırakın nasıl mutlularsa öyle olsunlar. çünkü mutsuz bir insan etrafına mutsuzluktan başka bi şey veremez.