Sen; Ne çölde bulunan milyon yıllık şarap,
Ne akla takılan şiir...
Saklan, görürlerse yanar o rüyâlar.
Şimdi portre sergilerinde,
Elim cebimde,
Gazete kâğıtları daha yanmamıştı.
Hava sıcak,
Bacamızın dumanı ne diye,
Müsait bir sigara tütünü sen diye tüterken...
Bir bebek ağlaması...
Duyuyor musun uzaklardan?
Bir bebek ağlar göz-altlarımda,
Kız çocuğu ya da oğlan.
Adı da ''Diyar.''
Kar yağmaya şimdi başlar Sahra.
Ölümü bilirsin, her vakit sessiz olur...
Kar düşerken çığlık atılır mı?
Ne hâldeyim, duymuyor musun hapşırıklarımı?
Portakal ağaçlarına tırmanıyor,
Üzüm topluyorum irilerinden...
Ayvaları eziyorum ayaklarımın altından güçle.
Amma da acı bira kokuyor ağzın.
Ben diye mi içtin?
Bak, kalmadı ağzımızın tadı...
Genzime sıçrıyordun Sahra!
Kadınların tümü hayat kadınıydı, sen hayattın.