Sınırlarım vardı yıkılmayan aşılmayan, maskelerim vardı tanınmayan, yalanlarım vardı gerçeklere taş çıkaran. Öyle sahteydim ki herkese kendi dünyamda yalnızlığımla bir başımaydım. Başlarda çok canım yansa da her şeye alıştığımız gibi yalnızlığıma alıştım. Alışmakla kalmadım yaşama tarzım haline geldi . Her düştüğümde yanımda olan beni hiç bırakmayan yegane şey. Kocaman bir dünya kurmuşştum içimde her şeyi istediğim gibi yapabileceğim bir dünya en başta özgür olabileceğim bir dünya. Demir parmaklıklar arasında bir özgürlük..
Her şey öyle normaldi ki hayatıma kimseyi alamazdım çünkü ben ihanet etmezdim yalnızlığıma. Ama bir gün ansızın beni bıraktı geceydi karanlıktı Ay bile yoktu gökyüzünde. Nereye bile diyemeden gitti. iste o zaman ilk defa korktum kimsesizlikten değil kendimden korktum sevmekten sevilmekten korktum. Her şey korkmakla başladı ve korktuğum başıma geldi..