--spoiler-- babacan: 27 yaşında, 37 maç oynayarak gelmiş. gönül: 31 yaşında, 30 maç oynamış ve performans eğrisi aşağıyı gösteren bir oyuncu. sakatlıklar zorluyor. topal: 30 yaşında, bu sezon tam 50 maç oynamış ve elimizdeki en sağlam '' ön libero '' lakin stoper oynuyor. balta: 32 yaşında, berbat bir sezon geçiren galatasarayda tam 44 maç oynamış. burnundan gelmiş desek yeridir. caner: 28 yaşında ama bu sezon sadece 27 maç oynamış ve en son maçı 9 nisan! da konyaspora karşı. ozan: 21 yaşında, 46 maç oynamış görünüyor ama ortalaması maç başında 50 dakika. ayrıca bariz kilo problemi var. selçuk: 31 yaşında, gs ile çok yıpratıcı bir sezon geçirmiş. 43 maçta ort. 85 dakika oynamış yanında her zamanki savunma yükünü yıktığı melo olmadan. kendisine sorun, gs deki en zorlu sezonum der muhtemelen. oğuzhan: 23 yaşında 41 maç oynamış ve kariyerinin zirvesinde. vücut yapısı olarak güçlü ve savaşçı değil. arda: 29 yaşında. 6 ay top oynamadı. futbol hayatının hiçbir döneminde hızlı, tempolu veya güçlü olmadı. 25 maç oynadı ve ortalaması 45 dakika. hazır bir oyuncu için bile düşükken 6 ay ara vermiş birisine gram katkısı olmadı tabi bu dakikaların. hakan: 22 yaşında. 46 maç oynadı 8 gol 11 asist ile ama bu sezon bekleneni veremedi. vücut yapısı gereği güçlü, hırçın ve tempolu değil. Cenk: 25 yaşında. aldığı süre çok az 43 maçta ortalama 34 dakika lakin 17 gol 6 asist. bu süreyle milli takıma seçilmesinin sebebi alev alev yanması ve yedek kalmasının sebebi olarak önünde gomez olması zaten. burak: 30 yaşında. ciddi sakatlıklar geçirdi. sadece 23 maç oynamış 69 dakika ortalamayla ama aldatıcı. ikinci yarıda çinde sadece 2 maç oynadı 131 dakika süre ile. emre mor: 18 yaşında. kurtarıcı gördüğümüz bu arkadaş 13 maç oynayıp geldi. çok büyük potansiyeli var ama yani, iş mi bu şimdi? minyon oyuncu. pırpır ama omzu koyamaz. volkan şen: 28 yaşında. 43 maç 53 dakika ort ile. pubisi var deniyor. kasıkta problem var yani, rahat değil. %100 ünü veremez.
--spoiler--
bunları niye belirttik? Çünkü biz bitti demeden biter arkadaşlar. kalitesi ile hepimize inanılmaz umut veren takım fizik/ kalite olarak bitik halde. euro 2008 de geri dönüşlerin takımıydık çünkü savaşçıydık. tuncaylar, nihatlar, ardanın ve topalın gençliği servetler gökhan zanlar vesaire vesaire. mücadele etmeyi geçtim, savaşmadan kazanamayacağının farkında bir takım vardı.
şimdi ise tecrübeli oyuncularımız fazla tecrübeli (yaşlı), sakatlık problemi yaşıyor, formsuz veya çok büyük maç eksiği var. gençlerimiz ise çok yetenekli ama fizikli/ ısıran tipte değiller. topu alamıyoruz çünkü saha dağılımı ve koordinasyonumuz eksik. aldığımızda etkiliyiz diyoruz o da yalan çünkü hantal hücum ediyoruz. ya rakip hemen topu geri alıyor ya da biz paslara boğulurken kapanıyorlar. hareketli isimleriniz yoksa böyle ağır pas oyunuyla rakibi çözemezsiniz.
sıradaki maçımız ispanya ile. açık konuşuyorum aynı kadroyla çıkarsak topu göremeyiz. savunmayı zaten yapamıyoruz. ilk duruma dönelim:
çünkü oyuncu seçimi olarak önde oynaması gereken bu takım tempolu değil ve pres yapamaz. topla oynamanız için önce onu almanız lazım. onun içinse doğru dizilmeniz ve fizik kalite lazım.
hakan ve arda, kanat değiller. oyun güdüleri ve yorgunlukla beraber ister istemez içe gömülüyorlar. dikkat edin hırvat bekleri otoban yaptı ve zaten sıkıntılı gökhan ve caneri iyice bitirdiler. selçuk, oğuzhan, hakan ve arda gibi oyun şekli çok benzer 4 adam birbirlerini rahatsız etmekten başka bir iş yapmadılar.
yaşlı, yorgun ve çok da hızlı olmayan balta ve yerinde oynamayan, tedirgin ve yavaş topal da bu ön tarafa güvenip ileri çıkamayınca takımın boyu uzadı. iyice kevgir olduk. imparator oğuzhanı da oyundan alınca pasla da çıkamaz olduk. emre ve volkan hamleleriyle takım öne biraz da olsa kıpırdamaya başladı ama gerek iyice çöken yorgunluk gerekse ilk yarının ilginç şekilde top gelmeden sorumlusu gösterilen cenk yerine burak ın girmesiyle rezil başladığımız maçı rezil bitirdik.
denge oyununda, hırvatlar açık verirken cenk i kullanmak. hırvatlar öne geçip kapanınca geniş alan oyuncusu burak ı oyuna sokmak. işte gerçek terim bu.
takımın bu formsuzluğu umarım düzeltilebilir bir şeydir. turnuva öncesi terim değiniyordu. belki hedef maç olarak çek cumhuriyeti maçı seçilmiş ve o son maça kadarki süreyi de kullanmak adına oyunculara yüklenme yapılmış olabilir. yani fizik kalitemiz turnuva devamında artabilir.
caner kesinlikle daha kaliteli ama iş yapamıyor. deposu boş bir ferrari, deposu dolu herhangi bir araca geçilir. ayrıca oğuzhan - olcay üçgeni ile en azından oynama alışkanlığımız olur o bölgede.
sağ stoperde kimin oynadığı önemli değil, mesele topalı öne atmak. yanında oğuzhanı oynatırsan oğuzhan - atiba ikilisini yakalarsın; ozanı oynatırsan sert ve fenerde oynama alışkanlığını. gökhanı yazmam ve beke şeneri atmam, hem fizik kaliteyi arttırmak hem de stoper ikilisinden birini hızlandırmak. ispanyadan gelecek bir aduriz ( kafacı) hamlesine göre hamle yapılabilir. dediğim gibi topal oynamasın da arda oynasın isterse.
sağ kanatta fenerbahçe esintisi olması açısından volkan, solda ise olcay... olcay tercihiyle dalga geçersiniz belki, lakin hem ismailin savunma tarafını desteklemek hem de başka hiçbir kanat oyuncumuzda olmayan içe katetme/ gizli forvet görevini yapabilen bir oyuncu. açıkçası kadrodaki en skorer kanat oyuncumuz. ozzy - olcay - ismail oyun alışkanlığına tekrar değineyim.
cenk veya yunus... cenk hem beşiktaşlılarla oynama alışkanlığı hem de arka üçlüye duvar olabilmesi ile önde ama yunus oynarsa da o da oyun aklı, pas kalitesi ve hızıyla hem duvar hem kontra oyuncusu olarak kullanılabilir.
solda beşiktaş, sağda fenerbahçe oynama alışkanlığı. daha hızlı ve fizik kalitesi yüksek bir takım. savunma içinize sinmeyebilir ama mevcut kadroda savunmayı içe sinecek şekilde dizmek pek mümkün değil. savunmanın savunmasından ziyade öne yapacağı katkıyı düşünmek lazım.
baya emek verdim, yorum beklerim he. * ayrıca kızabilirsiniz beşiktaşlı beşiktaşlıları doldurmuş diye belki; gerçekten aklımın ucundan geçmedi.