dünya tarihinin özeti olan yaşam ve ölümü en vurucu şekilde gösteren bilim dalı olarak tanımlasam çok da yanılmış sayılmam.
inşa edilen medeniyetler, hikayeler, savaş ve barışlar, ritüeller, şölenler, gündelik hayatlar, yaratılan sanatsal resimler, efendiler-köleler, avamlar-soylular, tapınaklar-saraylar... hepsi insana dair bir şeyleri anlatma çabasında.
bugün ziyaret edilen turistik yerler ve müzeler, canlılığa ve özünde insana dair olan yaşam ve ölümün bir nevi dondurulmuş hali gibi. terk edilmiş şehre, mekana girildiğinde hissedilen garip duyguya kenopsia adı verilir. arkeoloji bu duyguyu açığa çıkarır. bulunduğunuz mekanda binlerce yıl önce aynı hikayeler tekrarlanıyordu ve sizin de hikayenizin sonu tıpkı buradakiler gibi olacak. türkiye gibi medeniyet beşiği bir alanda bu bilim dalı gelişmiyorsa, yapılan kazıların sorumluluklarını başta almanya olmak üzere avrupalı araştırmacılar üstleniyorsa, diyecek fazla da söz yok.