sevgilinin ailesi ile tanışmak

entry101 galeri
    89.
  1. Lise 1'in ilk dönemlerinin sonuna doğruydu. Bir kız girdi hayatıma. O zamanlar 145 cm boylarında, ten rengi sütlü çikolata olan, çekik gözlü balık etli kız güzelliğinde yüzü olan bir kız.

    ilk aşkım. Şu an hayatıma nasıl girdiğini hatırlayamıyorum. Yıl 2003 yer Tekirdağ tuğlacilar lisesi. O zamanlar telefon lise seviyesi öğrencilerinde o kadar yaygın değildi. Genel olarak zenginler de vardı, bizim sınıfta toplasan 3 tane falan. Biri bu çikolata güzelinde. Görüşmeye başladık biz bu çikolata ile... ilk okuldan kaçışlarım bu kız ile başladı. Sürekli okuldan kaçıp her zaman gittiğimiz cafenin yolunu tutardık. Bu çikolata zengin öldüğünden elimden geldigince ona kiltlerdim hesabı, hiçbir zaman hayır demedi sağolsun. Neyse efendim, bir hafta sonu onların yaLikta buluşmaya karar verdik sevgili çikolata ile. Off dedim bee tamamdır, hafta sonu erkek oluyorsun sarı kafa. Kiz senindir, aman ha aşık olma... sozlestiğimiz gün okuldan kaçmamıştık. Çantamı kaptım, sınıfın çıkışında hatunumu koluma aldım ve okulun önünde ki servise kadar bıraktım çikolatamı. Hatun servisle gidiyor. Benim ev okulun 2 sokak ilerisinde. Hemen yürüyüp mahalleye varıyoruz. Gerçi 3 km ileri de de olsa yuruyerek gideceğiz. Dedim ya fakiriz. Mahalleye geldim. Çantamı eve attığım gibi dışarı firladim. Bu hayatımın fırsatı olan durumdan yararlanıp arkadaşlarıma hava atmaliydim. Arkadaşlarla her zaman oturduğumuz köşeye geçip çocukları beklemeye başladım. Sanki sözleşmişiz hiç biri gelmedi hava kararana kadar. Ezan okunmadan eve vardım. Ezanı geçirirsek dayak var evde. Çocuklara atamadigim havam ile cumartesi oğlenini beklemeye başladım.

    Sabah oldu. Hemen telaşlı hazırlanmalar kapladı içimi. Yakışıklı olmaya çalışıyordum.saclarimi hangi yöne yaptıracağıma karar veremedim bir sure. 3 kez kafamı yıkayıp tekrar yaptım. Ve işte bir şok daha, saçları yaptım ama kazağımi gitmemiştim. Hemen bayramliklarimi giydim. Bunlar geçen bayramlıklarım dı. Biz de her bayram, bayramlık alınmazdı çünkü fakirdik. O zamanlar fakirlik vardı. Tekrardan saçlarını yaptım. Ev telefonundan gizlice kizin numarasını tusladim. O nasıl bir ses.

    - efendiiim...

    - ben hazırım. 10 dakikaya evden çıkıyorum. Nerede buluşuyoruz?

    - ben yazliktayim. Minibuse bin, yol üzerinde ki mezarlıkta inecegini soyle. Bende seni mezarlığın onunde ki durakta bekleyeceğim.

    - anladım. Hemen çıkıyorum canım.

    Tatlım ya beni karşılayacakmis. Birtanem... bunun sevinciyle evdekiler seslendim...

    - ahaliiii... ben çıkıyorum. Oğlen yemeğine beklemeyin. Ezan okunmadan dönerim.

    Cevap beklemeden attım kendimi dışarı. Sevdicegime gidiyordum, sevdicegim beni erkek yapacaktı bu gün. Göğsümü hava ile doldurdum. Kendimden emin adımlarla minibus durağına gittim. Sevdicegim kokan minibus bindim. Bin bir dusunceyle geçti yolculuk. Tarif edilen yere yaklaşıyordum. Hemen ayağa kalktım.

    - mezarlıkta inebilir miyim abi?

    Ani bir fren. Yine doğru yerde ayarlayamamistim inecegini yeri ve yine minibuatekilerin midesini bulandirmistim.

    Minibuaten indim. Muhtemelen şoför arkamdan sovdu. Hala kulağım cinliyor. Arkamı döndüm ve ne göreyim.sevdicegimin yanında biri yaşlı olmak üzere iki kadın, bir çocuk ve benim sütlü çikolatam. Şaşkın bir ifadeyle üzerlerine yurudum. Annesi olduğunu dusundugum çakma sarışın beni suzuyordu.

    - melabağğ ( ağzim yüzüm kaymış,o kadar.)

    - hoşgeldin evladım.

    - canım bu annanem, annem, bu da kardeşim.

    - ne.. ne g.. ne güzel. Çok memnun oldum efendim.

    Görücüye çıkmış gibi hissettim kendimi. Her adımda mezarlıktakiler ile aynı seviyeye inip çıkıyordum. 3-4 dakika sessiz yuruduk. Bu arada sevdicegime kaş göz yapıyordum. " Bunlar nerden çıktı?" Gibilerinden. Mal mal yüzüme gülüyor.

    Evin önüne vardık.

    - karnın açmı canım? Bu konuşan annesiydi.

    - hayır efendim, tesekkur ederim. Çıkmadan annem birşeyler hazırlamış. ( Yalan atma, hatta sus konuşma nefesin kokuyor.)

    iki katlı, küçük bir bahçesi olan, deniz seviyesinden biraz yüksek ama ebediyen deniz manzarası kesilmeyecek nezih bir ev. Ust katta oturuyorlarmış. Merdivenleri çıkmaya başladık. Annesi de kapıyı açmak için çantasında anahtarlarını aramaya başladı. Kapının önüne geldik. Annesi hala açmıyor kapıyı. Bize dondu...

    - anahtarları içeride unutmuşum. Ah, aksilik.

    - bende sen aldın diye almadim annecim. Eee ne yapacağız şimdi?

    - benim şu balkona geçip içeriden kapıyı açmam lazım.

    - siz durun teyzecim. Ben açarım. Siz bana tarif edin yeter.

    - sacmalma evladım, ya düşersen sonra nabariz.

    - yok teyzecim birşey olmaz.

    - bık bık...

    - bık bık...

    Kabul etmedi. Kadın atladı balkona ve kapıyı açtı bize.

    Tüm gün başka bir odaya geçmeden bitti gitti. Saat ezana yaklaşıyordu. Boktan bir günde erkek olacak sevinciyle aksiliklerin hiç bıkmadan ardı ardına gelmesiyle sonuçlandı. Eve döndüm. Ezanın başlamasıyla içeriye kendimi atmam bir oldu.

    Yarı yılı bitirdik. Okullar tatil oldu ve telefonun olmadığından dolayı yarı yıl tatilimde sütlü çikolatam ile konuşamadık. Okullar başladı tekrardan. Yüzüme bile bakmiyor. 2 hafta takipledim ben bunu. Sonunda muradıma ermiştim. Sütlü çikolatam beni sınıftan başka bir kızın sevgilisi ile aldatmış yarı yıl tatilinde. Ben husranlarda. Diger aldatilan arkadaşla samimiyetimiz arttu bu sayede.

    Gel zaman git zaman sevdicegime ordugumde oluşan kelebeklerin yerini kramplar aldı. Bir sure yemek yigemedim. Midem sırtıma yapiati iyice. ilk aşık olduğum kadın beni aldatmisti. O kadar fakirdik ki kafamı dagitacak hiçbir şey alamıyordum.

    O dönem okulda kaldım. Dayanamadım daha fazla o okulda. Kaydımı düz liseden endüstri meslek lisesine aldirdim.

    ilk aşk hikayem de altadilmamla sonuçlanmıştı. Fakirdim ve çocuktum daha...
    3 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük