tüpraş

entry49 galeri
    10.
  1. tanım: türkiye'nin en önemli değerlerinden biri olan şirket.

    şimdi sorarım size vücudunuzdaki herhangi bir organı satar mısınız?
    ben satmam şahsen. satanlar var gerçi, ama ben satmam.

    örnek pek benzemedi belki, bir de şöyle örneklesek;
    düşünün ki bir marketiniz var ve civarda tek, başka da market falan açılabilme durumu yok, getirisi de güzel, para oluk oluk akıyor. satar mısınız?
    ben gene satmam ama oldu ki siz sattınız. kaça satarsınız?
    ben olsam yıllık getirisini hesaplar ve bunun 50 misli bedelle satarım. o da eğer çok sıkışıksam ya da satmak zorunda kalırsam tabii.

    ha böbreğini ciğerini satmışsın, ha tüpraşı,
    ha oluk gibi para akıtan marketini satmışsın ha tüpraşı,
    ha altın yumurtlayan tavuğu kesmişsin, ha tüpraşı satmışsın.

    hepsi aynı şey değil mi?

    hadi hepsini anladık da bunlar artık iyiden iyiye bizle dalga geçiyorlar azizim.
    erdemir'i satışa çıkarıyorlar, memleket ayaklanıyor yabancılar almasın diye, sivil toplum örgütleri birliktelik kuruyorlar "aman yabancıya gitmesin" diye. sonra oyak grubu alsın diye onun lehine ihaleden çekiliyorlar. türk şirketi oyak ihaleyi alıyor da rahat nefes alıyoruz ulusça. "oh be yabancıya gitmedi" diyoruz. sonra bir bakıyoruz ki fransız çıkıyor işin içinden, oyak değişiyor ing oluyor fransız kalıyoruz,

    petkim satılıyor, kazak şirketi ihaleyi kazanıyor, "olsun o da türk, soydaşımız yabancıya gitmedi" diyoruz. kazak bir çıkıyor altında ermeni fanilası.

    "ona da tamam tüpraş bari koç grubunda kaldı" diyoruz o ne orası da kokuyor anasını satayım. kimler var kimler?
    sami ofer mi ararsınız, rus oligarklarını mı? türlü türlü insanlar.
    koç devletten 1 yıllık geliri karşılığında satın aldığı tüpraşı kaça sattı acaba?
    bu ihaleyi almak adına yabancı bankalardan temin ettiği kredi karşılığı tüpraş'ın ne kadar hissesini bu bankalara teminat gösterdi?

    mako diye bir fabrikası vardı koç'un bursa'da sattı.
    demirdöküm'ü sattı,
    opet'i tüpraş'a sattı,
    migros'u sattı,
    izocam'ı sattı,
    sigorta şirketlerini satıyor,
    daha birçok varlığını sattı yabancılara, içindekilerle birlikte. o fabrikayı, şirketi kendi işi gibi gören emekçileriyle birlikte.

    rahmetli atatürk'ün bir anısını hepiniz hatırlarsınız herhalde,

    ---spoiler---
    ingiltere prensi edvard'ın türkiye ziyareti esnasında gazi, prensin onuruna yemek tertipler, servis yapan garsonlardan birisi sakarca elindeki tepsiyi yere düşürür. herkes ata'ya bakar hışımla kızacağğını zannederek. lakin gazi prens' döner ve;
    "bu millete her şeyi öğrettim, lakin uşak olmayı bir türlü öğretemedim ekselans hazretleri"
    ---spoiler---

    ah be atam!
    evet sen öğretemedin bu millete uşaklık etmeyi, ama ya senden sonrakiler?

    yazdıkça canım sıkılıyor, sövesim geliyor. neyse germeyelim ortamı. alıştık nasılsa faize, yolsuzluğa, gaflet dalalet ve hatta hıyanet içindekilere, alıştık artık içimizdeki irlandalılara, ermenilere, yunanlılara ve bilimum kompradorlara...

    devleti yönetenler için hamiş: tüpraş'ı sat kardeşim satma demiyoruz da bir fizibilite yap önce "kaça kurulur böyle bir tesis", ne getirisi var ne götürüsü var?

    rakamsal edit: 4 milyar usd ile satmanı da kabul ettik bu tesisi. peki bu tesisin satışı ve değer biçmesi falan tüm bu süreçte yabancı danışma şirketlerine 2 milyar usd kaptırdık aşağı yukarı. 4-2=2 değil mi? koca tüpraş'ı satıyorsun (o da cennet vade anasını satayım) gene elde yok gene avuçta yok...
    8 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük