Bu sözlükte ilk kez yazar olduğumda başka bir hesaptan anın görüntüsü başlığına koyduğum kitabın sahibi... Yıllarca düşünüp anlam veremediğiniz duyguları tek cümlede önünüze seren, nasıl oluyorsa sanatından ve güzelliğinden hiçbir şey kaybetmeyen adam. Çocukluğumdan beri, belki de Antoine Doinel kadar çelişkilerimin ve ruh bölünmelerimin karakterime etkisini en yakından izlemiş, defalarca parçalanmama şahit olmuş ve zaman zaman edebi kariyerime gölge düşüreceği için sinirlendiğim; yine acımasız zamanın monotonuyla ve yıllar, çok uzun yıllar, lisanlar, milletler, savaşlar, insanlar ve sevgililerle ayrı düştüğüm sayılı dostlarımdan biri, ruh eşim... Pavese ki ekmeğini yiyen Türk yazar taifesinin anlatısından çok uzak, kavraması zor ve bir o kadar şaşırtıcı insan. Kendi ölümüne sebep olan yazın tutkusu, nasıl oluyor, sizi hayata bağlayabiliyor...
"intiharı düşünen biri için en kötü şey kendini öldürmesi değil, bunu düşünüp yapmamasıdır. intihar düşüncesine, bir alışkanlık haline gelen intihar düşüncesine yol açan manevi çöküntü kadar aşağılık bir şey yoktur. Sorumluluk, vicdan, irade gelişigüzel yüzüp durur bu ölü denizde, sulara gömülse bile rastgele bir akıntıyla yeniden ortaya çıkar.
Asıl başarısız insan, büyük işleri gerçekleştiremeyen değil, bunu kim başarmıştır ki bir yuva kurmak, bir dostluğu, bir kadınla mutlu bir ilişkiyi sürdürmek, ekmek parasını kazanmak gibi küçük şeylerde başarısızlık gösteren insandır. Başarısızlığın en acısı budur."