Ürünler (burada sanatsal olandan teknik olana kadar geniş anlamda) Yığılım ve ilerleme olmaksızın ortaya çıkmaz. Her eseri bir kişi var eder ama her var edici ise geçmişinin ya da Yığılımının bir eseridir, bu şekilde bakıldığında var edici eserini ortaya koyan eserdir.
Bilimsel ve felsefi alanda geçmişin birikimi veya yığılımı ele alınmaksızın bir üründen bahsedilemez. Bilim, geçmiş ve mevcut olanın üzerine inşa edilir ve felsefe de "ileriye doğru okunur ama geriye doğru anlaşılır (ahmet arslan)"
Fikrin mülkiyeti hususunda en dişli kavram ise "ilham"dır. ilham tüm diğer etkenlerden bağımsız olarak mı gelir; yoksa dışarıdaki ve içerideki etkenlerden dolaylı mıdır? Bu soruya cevap verebilmek zordur. Zira ilham, dışarıdan bağımsız bir biçimde geliyorsa dahi tecessüm edişi geçmişin inşa ettiği yapılar içinde olur. Ama ilham, dışarıdan etkilenerek var oluyorsa bu kez de buna ilham demek pek doğru olmaz.
Nihayetinde bir sanat eserini var etmek için imkan sağlayan ilham, nereden gelirse gelsin o ilhamla orayaya çıkan eser yine geçmiş ve mevcut durum ve duygular veya insanlar ya da toplumlar yahut nesnelere ilişkin olacaktır.
Nihayetinde Tüm bu açılardan bakıldığında eser tamamıyla bir kimseye ait olamaz. En azından bu ürünü üretmeye iten sebepler, ürünün üretimi ve gösteriminden en az biri onun bir kişiye aitliğini ortadan kaldırır.