Belli bir ideolojinin fanatiği olan Nazım hikmete, elbette laf söyleyebilecek, ya da buna ondan bundan çekeceği tepkiye rağmen eleştirel tepki koyabilecek tek insanlar, fanatiklerdir. Biz orada burada sözde islamcılık davasında bulunup, sonra nazım hikmetof'a iade-i itibar edecek kadar ılımlı değiliz, aynı şekilde sovyetlerin çökmesi ile beraber, umutsuzluğa kapılıp, soluğu ulusalcılıkta alanlardan da değiliz. Biz Türk milliyetçisiyiz, ve insanlar hakkındaki yargılarımızı, düşüncemize göre veririz. Nazım hikmet, Sovyetlere hayranlık beslemiştir beslememiştir. Ama Türkiye'den kaçısı, Sovyetlere beslediği hayranlık ile alakalı değildir. Askere alınacağını duyunca üç buçuk atıp, geceleyin fantazisini kurduğu rus kızları ağzını sulandırdığı için Moskof'un bağrında soluğunu almıştı. Yoksa Türkiye'de onun kıçını yalamayı bekleyen nice soysuz kahpe varken, gidip moskof'ta kıç yalamak ona pek cazip gelmiyordu tabii. Amma velakin bunu yaptı mı yaptı. Bunun için kruscev'e yalakalık kokan bir mektup yazıp, kızıl çar stalin'e mahiyeler düzdü...Bunun için mükafatını sosyalist cennetinde aldı.
